Cem Akkılıç

Biz cumhuriyeti sokakta bulmadık ki; "buyurun gelin yıkın diyelim!.. " Cem Akkılıç Ne mutlu Türk'üm diyene!

Büyük hırsızlar...

Küçük hırsızlar karınlarını doyurmak için çalıyorlar...

Büyük hırsızlar, insanların geleceğini yok ediyorlar!..


Şöyle ki;


Bir ülkede ekonomiyi bilerek, isteyerek, plânlayarak tarumar ediyorlar!.. 


Halka varlık içinde yokluk çektirmek için, fiyatları bilerek şişiriyorlar... 


Tarafsız ve cesur ekonomistler bu duruma "servet transferi" diyorlar, ben "yasallaştırılmış gasp" diyorum!..


*

İnsanlar işsizlik girdabında kıvrandırılıyorlar ve yapmayacakları işlerde çalışmak zorunda bırakılıyorlar. 


Ardından maaş ödemeleri; "ekonomi bozuk" gerekçesi ile haftalarca ötelenip, REPO ve FAİZ'de bekletiliyor. Patronlar işçi maaşlarını katlayıp katlayıp, servetlerine servet katıyorlar. 


Çete lideri baş HIRSIZ işte tam bu noktada devreye giriyor.


Elindeki tüm devlet gücüne rağmen REPOCU patronlara; hoooop durun bakalım, siz ne ayaksınız demiyor!.. 


Denetlemiyor!..


Parayı patronlar ile kırışıyor... 


Aksi düşünülemez!..


*

Hırsızlığın olmazsa olmazı, en etkin ve geçerli silâhı; dinsel ajitasyon.


Dinimiz faizi yasaklar masalı pompalanıyor, algı yaratılıyor. Bunu bulamayan var, şükür et yüzsüzlüğü şırınga ediliyor!.. 


Hırsız'ın vazgeçemeyeceği şeydir din...


İkiyüzlülüğün mayasıdır... İşe yaramadığı bir kez bile görülmemiştir!..


*

Hırsız'ın önüne engeller de çıkıyor hâliyle... 


Engel çıkartanlar kısa sürede hukukî kumpaslar ile diskalifiye oluyorlar, toplumun gözünde suçlu ilân edilip, zindanlara tıkılıyorlar!..


*

Çark böyle işleyip gidiyor, baş Hırsız ve çetesi ülkeyi esir alıyor, kurdukları sistem lehlerine işliyor, ayaklarına taş değmiyor!..


*

Neyse ki bizim ülkede anlatmış olduğum hırsız çete lideri diktatörler yerine, "Millet'in adamı" var da; kaz gibi yolunmuyor, hırsızların insafına kalmıyor şanslı milletimiz!.. 


Uygarlığı ve demokrosiyi iliklerimize kadar yaşıyoruz!..


*


Yatıp, kalkıp, neşe içinde yuvarlanın...


Öpün, başınızın üstüne koyun...


Kadrinizin kıymetini bilin...


CEM AKKILIÇ 

22 Haziran 2025


Bu yazımı okursanız ve hâlâ kafayı üşütmediyseniz, üşütme ihtimaliniz var.

Üşütmek isteyenler buradan lütfen.



Cem Akkılıç 
Cemology günün videoları
Antrikot nedir! 
Atatürk camileri ahıra çevirdi mi!


Cumhurbaşkanı'na Hakaret Suçu'ndan polis aradı, şoke oldum!..

Edirne Karakolu'ndan bir polis memuru aradı. Hakkımda Edirne Savcılığı'nca ikinci defa Cumhurbaşkanı'na hakaret suçu gerekçesiyle soruşturma başlatıldığını söyledi. İfadeye çağrılmadım!.. Sadece "adres tespiti" için hâlen İstanbul'da olup olmadığımı öğrenmek istedi. 

Son derece nazik, biraz da "mahçup" bir ses tonu ile konuştu ve görüşme arkadaşça "sohbete" dönüştü.

 

*

Edirne Cumhuriyet Savcılığı'na iki yıl önce suç duyurusunda bulunduğumu ve hakaret içerikli sahte CEM AKKILIÇ profillerinin kimler tarafından açılıp, yönetildiğinin savcılık tarafından tespit edilmediğini, elimde bu konu ile alakalı "Takipsizlik" belgesi de olduğunu anlattım. 


Aynı savcılığının şikâyetçi olduğum "profilleri" öne sürerek, soruşturmalar başlatmasının "HUKUKÎ TACİZ" olduğunu ve bu hukuksuzların, bir devletin başka bir devleti işgâl ettiğinde uyguladığı "DÜŞMAN HUKUKU'NDA" görülebileceğini söyledim. Zaten yıllardır bu hukuksuzlukları ve benzetmeyi, videolarım aracılığı ile haykırıyorum!..


*

Elbette polis "emir kulu" ve inanın bu hakaret suçları konusunda artık onlar da bıkkınlık yaşıyorlar!..


Bu işin kumpas olduğunu, beni tamamen "susturmak" ve bezdirmek için yapıldığını, tam seksen adet (80) beraat almış birisi olarak suç işlemediğimin mahkemeler tarafından defalarca kanıtlandığını anlattığım da; polis memuru nezaketinden zerre sapmadan bana dostça bir akıl verdi ve şoke etti beni!..


Bunun kumpas olmadığını düşündüğünü, mernis adresimin Edirne'de gözükmüş olmasından dolayı, soruşturmaların Edirne Savcılığı aracılığı ile açıldığını dile getirdi!..


Ve asıl beni hayrete düşüren, polislerin bile artık bu hakaret işlerinden bıktığını anlamama neden olan dostça tavsiyesini iletti...


Edirne küçük bir yer, adresini İsranbul'a aldırırsan orada iş yükü çok. İhbarların, soruşturmaların sana ulaşması ve seni meşgul etmesi daha uzun sürer!..


Kendisine teşekkür ettim ve görüşme bitti...


Türkiye ne hâle geldi değil mi!..


CEM AKKILIÇ 

21 Haziran 2025


Tayyip Erdoğan'a karşı kazandığım hukuk zaferlerini görmek isteyenler buradan bakabilirler.


 Cem Akkılıç
 

Sizin ülkenizde insan hayatı on mark mı?!..

Doksan dört yazıydı...

Karadeniz kıyısında Şile'de aile çadır Kampı'ndaydık...


Kamp'ın sahibi Şile'li emekli deniz astsubayı Seyfi isminde birisiydi...


Balık gibi yüzdüğüm için; burada çok boğulan oluyor, gel "gönüllü" kurtarmacı ol teklifinde bulunmuştu...


Nasıl olsa yaz boyunca orada tatil yapacağım için teklifi kabul ettim...


*


Seyfi bey emekli olduğu gemiden hatıra olarak bir can simidi getirmiş, al bunu önce boya, sonra Kamp'ın girişine as demişti...


Bir süre sonra o can simidini astığım duvardan indirip, uzunca bir ipe bağladım... Hayatları "kurtarmak" için...


*


Berrak bir havada insanlar neşeyle denize giriyorlardı... Karadeniz hep yaptığı gibi; haber vermeden, aniden patladı... Kıyıdan beş altı metre uzaklıkta insanlar çığlıklar atıyordu!.. 


Bir kaç kişiyi sudan çıkarttım ancak Alman karı koca bir hayli uzaktalardı...


Onları almak için harcayacağım zaman ve tabiata karşı vereceğim mücadele sırasında büyük ihtimal boğulacaklardı... 


Onlara doğru yüzmekten vazgeçip, kumsala çıktım ve can simidini olanca gücümle fırlattıktan sonra çılgın dalgalara attım kendimi...


Almanlar can simidine ulaştılar, uzun ipe asılıp yanlarına yüzdüm ve sağ salim sudan çıkarttım...


Kumsalda "alkış tufanı" koptu...


*


Bu kurtarma operasyonunda can simidi kırılıp, bir kaç parçaya bölündü... 


*


Seyfi bey olan biteni dürbünü ile Kamp'ın çay bahçesinden izliyordu...


Beni çağırttı...


Derhal 10 Mark iste Almanlardan dedi...


Nasıl yani diye hayretler içinde sordum...


Can simidinin ücreti...


Git kendin iste diyerek tersledim...


*


Alman kadın ilk şoku atlatmış, kocasıyla yarı baygın kumsalda yatarken, masmavi gözlerini kısıp, keskin bir nefret ile Seyfi'ye bakıp İngilizce olarak; sizin ülkenizde insan hayatı on Mark mı?.. diye sordu!.. 


*


Üzerlerinde hiç para olmayan Almanlar akşamüstü paranızı getireceğiz dediler ve otellerine döndüler...


*


Bizim Kamp sakinleri iddiaya tutuştular, getirecekleri mi getirmeyecekler mi?!..


On mark Seyfi'nin cebine girdi sonuçta...


*

Diyeceğim şu ki; ahlak denilen şey bir toplumun gelişiminde büyük rol oynuyor...


Bir Almanlara bakın...


Bir de bizim hâlimize!..


CEM AKKILIÇ 

8 Haziran 2025

"Türk sorunu..." başlıklı yazımı buradan okuyabilirsiniz. 
Cem Akkılıç 

Kemalizm demode oldu diyen hainler bize 1400 yıl öncesinin çağ dışılığını ve yaşam modelini dayatıyor!..

Bu kitap yeni çıktı...

AKP'nin çeyrek yüzyıldır yaptıkları ve yapacaklarına bakarsak; Kemalizm, bırakın demode olmayı, kurtuluşun tek anahtarıdır!..

Bu kitap Kemalizm'in neden demode olmadığını ve demode olmayacağını anlatıyor!..

Türk sorunu...

Yıllarca "Kürt sorunu" diye diye milletin kafasını ütülediler...

Ütülemek ile kalmadılar, resmen dikte ettiler...


*

Güzel ülkemde...


Ege kıyıları Kürtler tarafından ele geçirilmiş...


Keza Akdeniz...


Gidenler bilir; plajda oturmak isteseniz, Kürt şezlong mafyası tepenizde bitiyor... Sıkıysa haraç vermeyin, kovalıyorlar!..


Sırf sosyal deney olsun maksadı ile kıyılarımızda numaradan iş arayın... Tipinize, şivenize bakıp Türk olduğunuzu anladıklarında kapıyı gösteriyorlar...


Dedim ya; işgal edilmiş kıyılarımız, Türk kendisini turist hissediyor...


*

Bir de kendimden örnek vereyim...


Asrın Tayyip'i'ni eleştiri suçundan 33 ay Silivri'de tutuklu adı altında F Tipi'nde esir edilmiştim... 


Üç kişilik koğuşlarda kalıyoruz, gelen en fazla iki ay kalıp tahliye oluyor, ben kazık çakmaya devam ediyordum...


Siirtli birisini getirdiler günün birinde...


Herif bana; sen Atatürk'e tapıyorsun, ben Apo'ya dedi iyi mi?..


Yirmi gün yattı, tahliye ettiler...


Beşiktaş'ın göbeğinde, kebapçı dükkanı işletiyormuş...


*

Türk Kürt ayrımı yapmak, toplumu karpuz gibi ikiye bölen AKP'nin değirmenine su taşımak için yazmıyorum bu yazıyı...

Kürtler alınmasın ama...

Kürt bu ülkede başbakan oldu...

Kürt bu ülkede iş adamı, iş kadını oldu...

Kürt bu ülkenin tüm imkânlarından faydalandı, faydalanıyor...

Kürt bu ülkede ağa oldu, derebey oldu... 

Oldu da oldu!..


*

Türk kendi ülkesinde işsizliği, fakirliği, hukuksuzluğu dibine kadar yaşamıyor mu?..


Bu ülkede ne kadar Kürt sorunu varsa, iki katı da Türk sorunu vardır arkadaş...


CEM AKKILIÇ 

14 Mayıs 2025

Cem Akkılıç 




Almanya'da cezaevine girerseniz; bakın neler oluyor!..

Almanya'da hapis yatmış bir Türk oradaki cezaevini anlattı... 

*

İki kişilik konforlu odada kalıyorsunuz...


Çalışmak isterseniz; haftada 4 gün, günde 6 saat çalıştırıp, 500 Euro maaş veriyorlar. Türkiye'deki asgarî ücret kadar yani...


O maaşla bakın neler yapabiliyorsunuz!..


Cezaevi'nde marketler var... Özgür hayatta her gün alışveriş yaptığınız marketlerin benzeri...


Dana etinin kilosu 10 Euro... 1 Litre ayçiçek yağı 1.5 Euro... Ton balığı 1.20 Euro... Elma, armut, üzüm gibi meyvelerin kilosi 1 ila 2 Euro arası... Türkiye'de 15 Euro'ya satılan Türk fındığının kilosu; şaka değil, Almanya'da sadece 5 Euro... Yazı ile beş arkadaş beş!..


Devlet zaten günde üç öğün "kaliteli" yemek veriyor... Siz; yok ben bugün kendim pişirip yiyeceğim derseniz, doğru markete... 


Mahkûmlar için mutfaklar var!.. Tencere, tava, bardak-çanak hepsi mevcut... 


Sonuçta kimseye muhtaç kalmıyorsunuz, evrensel kaidelere göre ve insan onuruna yakışır şekilde "ceza" çekiyorsunuz!..


*

Ayağınız toprağa değiyor... Avlular toprak, beton değil... Vücudunuzda biriken statik elektriği atabiliyorsunuz... 


*

Ziyaretçi sınırsız... 


Telefon görüşmeleri için kan bağı aramıyorlar, dilediğiniz herkesi arayabiliyorsunuz...


*

Bunları bana anlatan şahsa ne iş yaptın diye sordum!..


Mercedes Benz firmasının farlarını kutulamış...


Asıl bomba şimdi geliyor...


Cezayı bitirdiniz, tahliye oldunuz!.. Şayet başarı gösterdiyseniz Mercedes Benz firması sizi işe alıyor...


Yani cezevinden çıktığınızda mesleğiniz oluyor, iş garantili...


*

Şimdi benden Türkiye'deki cezaevleri ile kıyaslama yapmamı bekleyeceksiniz biliyorum...


Ne cezaevi yahu; Alman'ın kodesi bile Türkiye'den fersah fersah iyimiş!..


Kıskananlar çatlasın...


CEM AKKILIÇ 

1 Mayıs 2025


Cem Akkılıç 




Kör talih...

Doris Payne gelmiş geçmiş en büyük mücevher hırsızıydı... Bir elmas ya da yakutu çalmaya karar verdiğinde; hiç bir güvenlik önlemi onu durduramıyordu... Böylesine yetenekli bir hırsız, belgesellere konu oldu hâliyle...  Hakkında sinema filmi yapıldı...

*

Derek Smalls "Berty" lakabını taşıyordu... Dünya tarihinin en büyük banka hırsızı olarak hâlâ rekorları egale edilemedi, banka hırsızlarının ordinaryüsü olmuştu...


*

Bill Mason sosyete partilerinde mücevherat çalmasıyla ün yapmıştı... Emekli olduktan sonra anılarını kitaplaştırdı, bu mesleği nasıl gerçekleştirdiğini detaylarıyla paylaştı, yeni hırsızlara kapılar açtı... Şampiyon yüzücü Johnny Weissmuller’den çaldığı altın olimpiyat madalyasını nasıl iade ettiğini de yazdı...


*

Vincenzo Peruggia'nın hırsızlık alanında uzmanlığı; dünyaca tanınan meşhur ressamların nadide tablolarıydı... Louvre Müzesi’ne işçi kılığında girmiş Mona Lisa’yı çerçevesinden çıkarmış ve kıyafetinin altına saklayıp, kimselere çaktırmadan elini kolunu sallayarak çıkıp gitmişti... Kendince faydalı bir hırsızdı, çünkü Mona Lisa'yı kendi ülkesine götürmekti amacı... Kariyeri boyunca tablolardan başka bir şeye dokunmadı...


*

Vincenzo Pipino isimli tanınmış bir başka hırsız daha vardı... Centilmen görüntü çizerek, zenginlerin arasında boy gösteriyor, varlıklı kadınları kendisine âşık ettikten sonra mücevherlerini çalıp, ortalıktan kayboluyordu... Pipino'da yukarıda anlattığım hırsızlar gibi sadece zenginlerden çalıyordu... 


*

Sonuç olarak; insan var olduğundan bu yana hırsızlık hep vardı, bundan sonra da olacak... 


Dünya tarihine adını yazdırmış tüm hırsızların ortak özelliği zenginlerden aşırmak, maddi zarar vermek oldu...


*

Ve bize gelirsek...


Şu bizdeki kör talihe bakın ki; bizim hırsızımızın marifeti; tüm diğer hırsızlardan farklı olarak; sadece fakirlerden aşırıp, neşemizi çalmak oldu...


CEM AKKILIÇ 

20 Nisan 2025


"İstila..." başlıklı yazımı buradan okuyabilirsiniz


Cem Akkılıç

Top Ad unit 728 × 90

Mehmetcik Vakfı