Cem Akkılıç

Biz cumhuriyeti sokakta bulmadık ki; "buyurun gelin yıkın diyelim!.. " Cem Akkılıç Ne mutlu Türk'üm diyene!

Dua edelim de; evlere çöküp, kapıya koymasın milleti...

İki bin dokuz yılıydı...

Bursa'da yerel bir gazetede köşe yazarlığı yapan vatansever Selma ablam kedilerin trafoya girmesinden bir kaç saat önce şöyle bir mesaj yazmıştı bana...


"Cem bu sefer gidecek!.."


Gitmedi tabi...


*

Bir sonraki seçimden hemen önce bu defa sosyal medya kullanıcıları "kesin ölecek, bağırsaklarını torbada taşıyor" başlıkları ile müjde veriyorlardı... 


Tıp literatüründe torbada bağırsak taşımak nasıl tanımlanıyor orasını bilemem ama bu arkadaşların "beyin masturbasyonu" yaptıkları seçimden sonra anlaşıldı...


Seçim kazanılmıştı tabii...


Çıktı, yeşil sahalarda top bile oynadı...


Çakma kaleciye şut çekip, bir de gol attı...


Bu arada "torbayı" falan gören olmadı!..


*

Türkiye'nin ayarları değişiyordu...


Ergenekon tezgâhının ardından Hak-hukuk-adalet kavramları ile birlikte Adliyelerin Fethullah iblisine devredildiği karanlık döneme girilmişti... Hızını alamayan iblis, bu defa "Balyoz" ile TSK'ye son darbeyi indirmişti... Kaçacağını iddia ettikleri şahıs Ergenekon'un savcısıyım demişti.


*

Ölecek bak gör diyenler korosu bu defa "kaçacak" demeye başladı...


E kaçmadı tabi...


*

O sırada beni Silivri'ye attı bunlar... Tam otuz üç ay...


Avluda volta atarken, Türkiye'ye girişte asrın Tayyip'i'ni eleştiri suçundan paketlenen Almancı vatandaşımız ile sohbete dalmıştık...


Göreceksin abi; "kaçacak" demişti...


(.........)


*

Seçimler seçimleri kovaladı, Türkiye'nin makus talihi bir türlü değişmedi...


*

Üç adet devasa saray yaptıranın, geçtim kaçmasını, bugün ne kadar CHP'li belediye varsa "kayyum" ile üzerlerine çökmüyor mu?!..

Holdinglere...

Şirketlere...

Banka hesaplarına...

Hatta diplomalara!..

En son TELE 1'e de çöktü işte...


*

Ölecek...

Kaçacak...

Avuntusuyla bir çeyrek asır devirdik anamız bellene bellene...


Dua edelim de; bundan sonra evlere çöküp, kapıya koymasın milleti...


CEM AKKILIÇ 

26 Ekim 2025



"İyi uçuşlar..." başlıklı yazımı buradan okuyabilirsiniz.


Cem Akkılıç 

 
Tam on üç yıl önce Fethullah hakkında yazdığım blog yazımı okumak isterseniz; buradan lütfen.
 




Zor bizim işimiz zor!..

Karşımızdaki zihniyete insanca yaşamı nasıl anlatabiliriz ki!..

Zor bizim işimiz zor!..


Misal;


Fakirliğin Tanrı sınavı olmadığını...


Bir avuç zengin yönetici zümrenin Tanrı'yı kullanarak halkı göz göre göre fakir bırakıp, bir elleri yağda bir elleri balda yaşadıklarını!..


*

Adaleti mesela!..


Masumiyet karinesini, sahte delilleri, göstere göstere yapılan yargısal kumpasları!..


Haksız gözaltıları, uzun tutuklulukları, linçleri...


Yıllarca boşu boşuna çektirilen kahırları, eziyetleri, üzüntüleri...


*

Çocuklarını okula aç göndermek zorunda kalan milyonlarca annenin içlerine akıttıkları göz yaşlarını...


Yoksulluktan isyan eden babaların duyulmayan çığlıklarını...


Üniversiteyi bitirdikten sonra üç harfli marketlerde çalışmaktan başka kariyer şansı bulamayan gençleri!..


Nasıl anlatabiliriz!..


*

Bir uğursuzluktur çöktü memlekete...


Duvara anlatsaydık, duvar ağlardı!..


Bir girdabın içinde...


Döne döne savruldu Türkiye...


*

Nasıl anlatmalı...


Doğal kaynakların elin yabancılarına peşkeş çekildiğini...


Altın madenlerinin talan edildiğini...


Ormanların yakılarak yağmalanıp, geleceğimizin çalındığını...


Memleketin çöl olduğunu...


Derelerinin kurutulduğunu, sularının içilmediğini!..


*

Aldı başını gidiyor bir bereketsizlik...


Yağmurların bile küstüğünü...


Nasıl anlatmalı!..


Zor bizim işimiz zor!..


*

İnsanca yaşam bak şöyle oluyor...


Kazandığını biriktirebiliyorsun, rahatlıkla ev, araba satın alabiliyorsun...


Hobilerin bile oluyor hatta...


Yazın tatile çıkabiliyorsun, kışın tir tir titremiyorsun, sofranda proteinli gıdalar eksik olmuyor...


İnsan onuruna yakışır biçimde...


Dilenmeden, utanmadan, muhtaç kalmadan yaşayabiliyorsun!..


*

Yaşam insana bir defa veriliyor...


İkincisi yok!..


Bizden çaldıklarını nasıl anlatmalı...


Zor bizim işimiz zor!..



CEM AKKILIÇ 

19 Ekim 2025


"Dünya; bunlar kadar ikiyüzlüsünü daha önce görmemişti..." başlıklı yazımı buradan okuyabilirsiniz.


Cem Akkılıç 
 


İyi uçuşlar efendim...

Millet sosyal medyalarda maytap geçiyor ama...

Bakın...


Geçen ay İstanbul'dan İzmir'e uçtum...


Yerli ve millî uçağımız ile...


Yan koltukta emekli bir İngiliz turist, eşiyle birlikte dünya turuna çıkmışlar...


Başladık laflamaya...


Taaa Londra'dan bizim yerli ve millî uçağımız ile gelmişler, bir sonraki rotaları Bangkok'muş, oraya da bizim yerli ve millî uçağımız ile uçacaklarını anlattılar...


Ay bir kasıldım bir kasıldım gururdan, hiç sormayın!.. Ben mi uçtum, yerli ve millî uçağımız mı anlamadım...


*

Boeing firmasını batırdı bizim asrın Tayyip'i'nin yerli ve millî uçakları... Adeta çakıldılar...


Keza McDonnell Douglas kıvranıyor, çakılmamak için...


Kıskanma mısmanma mevzularına girip bayatlamış konulara dalmayacağım ama tüm dünya kuyruk olmuş, uçak siparişleri veriyor AKP'ye...


*

Yaz aylarını geride bıraktık...


Malûm; yaz gelince ormanlar başlıyor yanmaya...


Yerli ve millî yangın söndürme uçaklarımız anında müdahaleler ile bir ağacın bile yanmasına izin vermediler vesselam!.. Neredeyse çalıları bile tutuşmadan söndürdüler, yangın felaketlerini tarihin tozlu raflarına attılar...


*

Yerli ve millî askerî uçaklarımız...

Yerli ve millî ilk yardım uçaklarımız...

Yerli ve millî yangın söndürme uçaklarımız...

Yerli ve millî kargo uçaklarımız...


Hatta yakında evden eve eşya taşıyanları da üretim bantlarından çıkacakmış, bakalım muhalefet o zaman ne yapacak!..


Kısacası, yakında uçak bolluğundan dolayı gökyüzünün maviliğini zor görürüz gibime geliyor!..


*


Bu yerli ve millî uçaklarımızın bin bir marifeti var, sadece uçmak ile kalmıyorlar!..


En önemli özellikleri...


Seçim zamanlarında üretimleri bin misli artıyor, peynir ekmek gibi oy topluyorlar maşallah...


Dünya üzerinde "oy toplama" yeteneğine sahip ilk hava aracını biz yaptık...


İyi uçuşlar efendim...


Varol hacı!..


CEM AKKILIÇ 

22 Eylül 2025


"Adalet yıldızı..." başlıklı yazımı buradan okuyabilirsiniz


Cem Akkılıç 



İslam Halifesi Abdülmecid'in kızı Fatma Sultan. Kafasında İngiliz tacı... Ben dürbün ile baktım, türban mürban göremedim. Bir de siz bakın!.. CEM AKKILIÇ
Cemology Onuncu köy



Dünya; bunlar kadar ikiyüzlüsünü daha önce görmemişti...

İyi hatırlıyorum...

Yedi yaşındaydım...


Küçük Kumla'da anam beni kucaklayıp, paket gibi denize fırlatmıştı...


Etraftaki veletler şişme ördek ile suya girmeye korkarken, ben o dakika yüzmeyi öğrenmiştim can havliyle...


E yıllar geçti, denizde büyüdük, denizci olduk... 


*

İnsan gemi adamı olunca...


Gemiler ile alakalı mevzulara çok daha fazla ilgi duyuyor, hâkim oluyor hâliyle...


*

Kara bahtlı ülkemizde...


Hayatında ada vapuruna binmemiş olan Bilal'in armatör oluşu, gemicikler falan derken...


Bunlar işi bir hayli büyüttüler...


İsrail ile deniz ticaretinde işin bokunu çıkarttıklarında, muhalif halk tepki vermeye başladı...


İskenderun Limanı'nda düzenli ve organize "tepki eylemleri" düzenlendi...


İsrail'e askeri malzeme, demir-çelik, petrol, çimento, gıda, askerler için giyim kuşam ve hatta içme suyu taşıyan AKP'li işadamlarına ait ticari gemiler; gazlanma-joplanma pahasına sert şekilde protesto edildi...


Gemilerin üzerlerine "İsrail ile ticareti kes" pankartları asıldı!..


Baktılar olacak gibi değil, hakikaten İsrail ile ticareti bıçak gibi kestiler ansızın...


*


Şeytan'ın aklına gelmeyen, bizim akıllı bıdıkların aklına geliverdi çünkü!..


Bu defa ticaret rotasını değiştiren aynı gemiler, aynı ürünleri, bir anda Mısır'a taşımaya başladılar...


Tesadüf bu ya...


İsrail'de kurulduğu günden beri zerre ticaret yapmadığı Mısır ile görülmemiş boyutta alış verişe başladı...


*

Geldik bu günlere...


Bütün dünya alevler içindeki Filistin'e gemiler dolusu yardım yollarken, açlıktan ölmek üzere olan Gazze'nin masum çocuklarına hayatta kalsınlar diye gıda ve tıbbî malzemeler yağdırırken...


İsrail karşıtlığında mangalda kül bırakmayan bizim uyanıklar; henüz bir yardım sandalı bile göndermediler Gazze'ye... Bir tek geminin kalktığını gösteren resmî kayıt yok!..


Velhasıl kelâm...


Diyeceğim şu ki...


Dünya; bunlar kadar ikiyüzlüsünü daha önce görmemişti...


CEM AKKILIÇ 

6 Eylül 2025


Bir sabah uyandığınızda Türkiye'de neler oluyor?!.. Merak edenler buradan okuyabilir.


https://www.tiktok.com/@cem_akkilic

Cem Akkılıç 


Bir sabah uyandığınızda...

Bir sabah uyanıyorsunuz, internet kesilmiş...

Başka bir sabah uyanıyorsunuz, elektrik gitmiş...


Her sabah bir şeyler eksiliyor hayatınızdan; bu defa sular akmıyor...


*

Sabah sabah kapınız çalınıyor, postacı...

Savcılıktan bir zarf uzatıyor...

Alelacela açıp, okuyorsunuz...


Afgan iş arkadaşınızın türbanlı bir kız ile iki yüz lira karşılığında cinsel ilişkiye girdiği, Afganlı elemanın; abi sen de bu türbanlı kızı becer, çok ateşli bi'şi dediği iddia ediliyor...


Gözlerinizi faltaşı gibi açıp; acaba ne cevap vermişim Afganlı arkadaşa diye hızlı hızlı, soluksuz okumaya devam ediyorsunuz...


Yok ben türbanlı becermem, mikrop kaparım şeklinde Afganlıya karşılık verdiğinizi iddia edip, dine hakaretten iddianame düzenlemiş savcı...


İçinizden; ulan benim hiç Afgan iş arkadaşım olmadı, hatta normal Afgan arkadaşım da olmadı ki diyerek postacıyı uğurluyorsunuz...


Holivud'u falan geçtiniz, Yeşilçam'ın senaristleri bile böyle tırışkadan senaryo yazmadılar diyorsunuz içinizden...


*

Sabahın köründe gözleriniz mahmur; televizyonda onun sesi...

Her sabah tekrar ettiği nakarat...

"Fakirliği yendik, halkımız refah içinde..." diyor!..

Bir günlük çalışma ile, bir kilo kıyma satın alınamayan memlekette söylüyor bunu...

Gayet inanarak, hafiften sırıtarak...


*

Annelerin gözleri yaşlı, sabahları uyandıklarında çocuklarını okula aç gönderiyorlar... İstiklâl Marşı'nın daha ilk kelimesinde; "Korkma..." dedikten sonra bayılıyor çocuklar okul bahçelerinde...


*

Babalar çaresiz, her sabah iş bulma umuduyla uyanıp, bekliyorlar...


İş bulanlar aylarca maaşlarını alamıyor, faizci patronlar repoya atıyor paraları... Harçlık gibi olan maaşlarını on beş gün geç alanlar şanslı sayılıyor memlekette!..


*

Bekleyin...


Yine de, her yıkıma rağmen...


Karın doyurmasa da; umut, ekmek gibidir bu coğrafyada, tükenmez!..


*

Bir sabah belki bu millet gerçekten uyanacak...


Uyanacak da...


İş işten geçmiş olacak!..


CEM AKKILIÇ 

4 Eylül 2025


SİLİVRİ HATIRASI

Ölene kadar başucumda olacak... Okumak için buradan ulaşın.


Cem Akkılıç 



 



Top Ad unit 728 × 90

Mehmetcik Vakfı