İlkokul yıllarında imtihandan kırık not alan olduğunda, “mankafalı” diye takılırdık sınıfta…
Yıllar ilerledikçe büyümeye başladık, mahallede argoyu öğrendik ister istemez…
Affınıza sığınıyorum, bizim ilk gençliğimizde salaklık yapana “s*k kafalı Japon askeri” derlerdi… Japonların ne kadar zeki olduklarını bilenler, bu “yakıştırmayı” kafaya takmazlardı…
Nato kafa, nato mermer deyimi bugün çoktan unutuldu mesela…
Kafasız herif, kafasında beyin yerine et var, arsada maç yaparken ortayı seyredene, kafa yok ki, topa kafa atsın denilirdi!..
En çok takılan lakaplardan birisi de; taş kafaydı…
Haylazlık yapana büyük anneler; “kafana saksı düşsün” derlerdi…
Hata yapan, “kafasız” olarak gösterilirdi…
Yaramazlık yapanların kafaları öğretmenler tarafından acıtmayacak şekilde birbirine tokuşturulurdu ve diğerleri topluca izleyip, alaya alırlardı… Bunun anlamı; “kafanı kullan” demekti… Etkili de bir yöntemdi…
*
Kafa eskiden, eski Türkiye’de önemli bir şeydi yani…
*
Misal; ben saç uzatmayı sevdiğimden kafam yüzünden çok çekmiştim okul yıllarında…
Bir gün bunu kafaya takmış, berbere alaburus saç modelinin kralını yaptırmıştım…
Tüm okul Andımız’ı okuduktan sonra okul müdürü kafama baka baka yanıma yaklaşmış, ben içimden; eyvah gene kafamı beğenmedi diye düşünürken, müdür kafamı küre gibi çevirip herkese örnek göstermişti…
Bütün okul kafamı alkışlamıştı o gün…
Ömrümde o günkü kadar kafamla övündüğüm başka hadise hatırlamıyorum…
*
Kısacası “kafa” her bakımdan çok önemliydi eskiden…
*
Bugün yeni Türkiye dedikleri ülkede olup bitenleri göremeyen, fakirliğini sorgulamayan, bitmeyen uğursuzluğun nedenini anlamak istemeyen “kafasızlarla” doldu etrafımız…
Bizim zamanımızda salaklık yapana “mankafa” diyorlardı ama şimdi bakıyorsun memlekete “kafa” diye bir uzuv kalmamış arkadaş…
Cem Akkılıç
10 Ocak 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder