Doksan dört yazıydı...
Karadeniz kıyısında Şile'de aile çadır Kampı'ndaydık...
Kamp'ın sahibi Şile'li emekli deniz astsubayı Seyfi isminde birisiydi...
Balık gibi yüzdüğüm için; burada çok boğulan oluyor, gel "gönüllü" kurtarmacı ol teklifinde bulunmuştu...
Nasıl olsa yaz boyunca orada tatil yapacağım için teklifi kabul ettim...
*
Seyfi bey emekli olduğu gemiden hatıra olarak bir can simidi getirmiş, al bunu önce boya, sonra Kamp'ın girişine as demişti...
Bir süre sonra o can simidini astığım duvardan indirip, uzunca bir ipe bağladım... Hayatları "kurtarmak" için...
*
Berrak bir havada insanlar neşeyle denize giriyorlardı... Karadeniz hep yaptığı gibi; haber vermeden, aniden patladı... Kıyıdan beş altı metre uzaklıkta insanlar çığlıklar atıyordu!..
Bir kaç kişiyi sudan çıkarttım ancak Alman karı koca bir hayli uzaktalardı...
Onları almak için harcayacağım zaman ve tabiata karşı vereceğim mücadele sırasında büyük ihtimal boğulacaklardı...
Onlara doğru yüzmekten vazgeçip, kumsala çıktım ve can simidini olanca gücümle fırlattıktan sonra çılgın dalgalara attım kendimi...
Almanlar can simidine ulaştılar, uzun ipe asılıp yanlarına yüzdüm ve sağ salim sudan çıkarttım...
Kumsalda "alkış tufanı" koptu...
*
Bu kurtarma operasyonunda can simidi kırılıp, bir kaç parçaya bölündü...
*
Seyfi bey olan biteni dürbünü ile Kamp'ın çay bahçesinden izliyordu...
Beni çağırttı...
Derhal 10 Mark iste Almanlardan dedi...
Nasıl yani diye hayretler içinde sordum...
Can simidinin ücreti...
Git kendin iste diyerek tersledim...
*
Alman kadın ilk şoku atlatmış, kocasıyla yarı baygın kumsalda yatarken, masmavi gözlerini kısıp, keskin bir nefret ile Seyfi'ye bakıp İngilizce olarak; sizin ülkenizde insan hayatı on Mark mı?.. diye sordu!..
*
Üzerlerinde hiç para olmayan Almanlar akşamüstü paranızı getireceğiz dediler ve otellerine döndüler...
*
Bizim Kamp sakinleri iddiaya tutuştular, getirecekleri mi getirmeyecekler mi?!..
On mark Seyfi'nin cebine girdi sonuçta...
*
Diyeceğim şu ki; ahlak denilen şey bir toplumun gelişiminde büyük rol oynuyor...
Bir Almanlara bakın...
Bir de bizim hâlimize!..
CEM AKKILIÇ
8 Haziran 2025