Bir zamanlar dış mihraklar vardı.
Onlarla yatar, onlarla kalkardık.
Kadayıfcı Necmettin Erbakan dede ağzından düşürmezdi onları. Papağan gibi sürekli aynı şeyi söylerdi. Yatırımlarını kollayıp korumak ve kilolarca altınını saklamak için muhtelif senaryolar üretirdi...
Kafamıza düşen her saksıda kendi kusurlarımızı görmemizi engellemek için iyi masaldı bu dış mihraklar.
Kimisi de buna paranoya derdi, kimisi dikkat çekerdi. Ama bunlar hep vardı.
İçerideki hainlare bakmadan kızardık bu dışarıdaki hainlare.
Sonra; dedenin torunları tüydüler. Amerika'ya, Almanya'ya, Filipinlere...
Okullar açtılar, matbaalar kurdular.
Kimisi site kurdu, sonra kudurdu.
Şimdi bunlar hem dışarıda hem içeride.
Ah şu dış mihraklar...
Cem Akkılıç
8 Nisan 2008
8 Nisan 2008