Kartpostal...

İkinci Dünya Savaşı'nın başlarında cephede oğullarının ölüm haberini alan Otto ve eşi Elise Hampel Hitler Rejimi'ni protesto kararı alır...

Otto'nun aklına çılgınca bir fikir gelir...

Oturur masanın başına, imzasız kartpostallar yazmaya başlar...

"Hitler oğullarınızı öldürecek..."

"Sırada sizler varsınız..."

"Almanya yok olmadan Hitler'i durdurun..."

Otto ve Elise kartpostalları Berlin'de gizli gizli dağıtmaya başlarlar... Bir bankanın kapısına, hastanelere, devlet dairelerinin koridorlarına, otobüs duraklarına, tren garlarına... 

Gestapo kafayı yemek üzeredir...

Binlerce kartpostal dağıtılmış, karı koca oğullarının intikamını almakla kalmamış, Almanya'nın yok olmasını önlemek için kellelerini ortaya koymuşlardır...

*

Sonunda yakalanan Otto Hampel ve eşi Elise giyotinle idam edilirler ama kısa süre sonra Diktatör kendi kafasına sıkıp, Almanya'yı yok ettiğinde ne kadar haklı oldukları ortaya çıkar...

*

Sosyal Medya'da en ufak eleştiri yapana, hatta "açız, aç" diyene hakaretten davalar açılıyor... 

Seksenlik teyzeler bile gazabından kurtulamıyor... 

İki satır içini döken, soluğu mahkeme kapılarında alıyor...

Ne yaparsa yapsın...

Millet korku eşiğini çoktan aştı, ölümden öteye köy möy yok moduna geçiyor hızla...

Kimsenin küfür falan ettiği de yok; açlık, gelecek kaygısı başına vuruyor kitlelerin...

Erken seçim istiyorlar, hepsi bu... 

İstediği kadar interneti sansürlesin, dilediği kadar milleti susturmaya, korkutmaya çalışsın...

Hatta internetin fişini çeksin, indirsin sigortaları...

Alırlar ellerine kalemi kağıdı, başlarlar yazmaya çizmeye içlerini dökmeye...

Edirne'den Kars'a kartpostallık olur...

Yeter ki sigortası atmasın bu milletin...

CEM AKKILIÇ

3 Ocak 2022