Merhaba, Kamboçya Türk Konsolosluğu’ndan bir yetkili ile mi görüşüyorum?!..
“Evet, buyurun?!..”
Pasaportumu acente aracılığı ile ücretini peşin ödeyip, vize yenilemek için Kamboçya polisine yollamıştım… Fakat pasaportum geri gelmedi?..
*
Ertesi gün…
“Merkez ile iletişime geçeceğiz…”
Bir sonraki gün…
“Merkez ile iletişime geçtik… ”
Üç gün sonra…
“Henüz haber bekliyoruz merkezden…”
Bir hafta sonra…
“Biraz daha bekleyin, ölüm yok ya ucunda…”
On gün sonra…
“E bu kadar beklediniz, geliverir pasaportunuz n’olcak… Ölüm yok ya ucunda…”
On beş gün sonra…
Yüz defa aradım, açmadılar…
Bir ay sonra…
“Pasaportunuz iptal de olmuş olabilir, olmamışta olabilir…”
Verdikleri cevaplar bire bir budur… Üç ay boyunca, belki bin beş yüz defa aradım, çok sinirlenmeme rağmen, nezaketimi bozmadım…
*
Kamboçya’daki FETÖ’nün Zaman Üniversitesi‘nde yuvalanmış haşerelerin pasaportları, OHAL kapsamında “iptal” edilmişti… Benim pasaportta o gümbürtü içinde, “uçurtma” olmuştu tabi… Buna rağmen konsolosluk ısrarla bilgi vermiyordu… Akıllarınca uyanık ya bunlar, ayaklarına gidip pasaportumu sormamı beklediler tutuklatmak için…
*
Bir kaç ay önce diktatör, nam-ı diğer “tek adam” KHK ile yurt dışında ne kadar FETÖ haşeratı varsa hepsinin pasaportlarını iade etti… Yandan yemiş yandaş yalaka medya, elbette bunu haber yapmadı… Saman altından haşeratlara özgürlüklerini geri verdiler…
*
Türkiye’de bağımsız, maçası okkalı savcı-yargıç kaldıysa eğer; Kamboçya’daki FETÖCÜ haşeratlarının pasaportlarını incelesinler bir zahmet diye yazı yazdım…
Yazdığım noktayı, virgülü bile didik didik eden, o noktalarımdan, virgüllerimden dahi nasıl hakaret davası açarız da, Cem Akkılıç’ı yakarız diye avuçlarını okşayan savcı ve yargıçlardan, tahmin edeceğiniz gibi tık çıkmadı…
*
Yani sikindirik bir “Darbe tiyatrosu” düzenleyip, sözde FETÖ’nün haşeratlarını temizliyoruz ayağına, Atatürkçüleri hedef aldılar…
Yurt dışında pasaportsuz kalmanın ne demek olduğunu, yurt dışında yaşamayanlar bilemezler…
*
Peki; ya Kamboçya’daki Türk Konsolosluğu n’oldu?!..
Az önce aradım… Sesinin tonundan, şivesinden cehalet akan AK dallamaya anlayacağı dilden hitap ederek; ana avrat dümdüz gidip, ne ölüsünü ne de dirisini bıraktım…
Nasıl olsa ölüm yok ucunda…
CEM AKKILIÇ
12 Temmuz 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder