Ufacık veletlerdik…
Sabahın köründe heyecanla darbe haberi veren Şükran yengemin telaşlı halini unutamam…
Koşarcasına odamıza giren yengem, çekyatın üstünde duran transistörlü radyonun sesini sonuna kadar açmıştı…
*
Biz dört çocuk bir evde büyüdük…
Aynı odada…
Aynı tastan yedik içtik…
*
Önce dayı oğlu Cenk’i dürttüm…
Kalk hadi, darbe olmuş!..
Cenk oralı bile olmayıp; yat uyu, annemin bizi kaldırmak için yeni taktiklerinden biri diyerek uykusuna devam etti…
*
Gece yatmaz, sabah uyanmazdık…
*
Kız kardeşim Ceyda’ya seslendim…
Kız kalk, türkü okunuyor radyoda, darbe, darbe!..
Kıçımın açık kaldığını, kötü bir rüya gördüğümü söyleyen Ceyda tuhafça yüzüme baktıktan sonra tekrar yastığına sarıldı…
*
Dayı kızı Çiğdem’e döndüm bu defa…
Yengem bizi sadece uyandırmak isteseydi odadan çıkmazdı, başımızda dikilirdi, demek ki darbe gerçek… Fırla…
*
Öğlene doğru öğrenmiştik gerçeği; yengem radyoda istasyonları karıştırırken Hasan Mutlucan‘a denk gelmiş, telaşlanıp darbe olduğunu sanmıştı…
Hasan Mutlucan demek, darbe demekti…
*
O yıllar geçti gitti…
*
Eskiden darbeler de farklıydı arkadaş…
Demokrasinin askıya alınıp ifade özgürlüğünün kısıtlanmasıydı, halkın çilesiydi ama bi “raconu” vardı eski darbelerin…
Önceden askerler darbe yapardı, yeni moda imamlar oldu…
Biz büyüdük, darbeler bile değişti…
*
FETÖ’den sonra cemaat lideri Adnan Oktar‘da olmalı sıra…
Diyanet ile didişmeye başladı…
Karşılıklı it dalaşındalar!..
*
Bu ülkenin “kara yazgısıdır” darbeler…
Sen kaçsan, darbeler seni kovalar…
Eni sonu yapana değil, sıradan vatandaşa keserler faturasını!..
*
Duruma bakılırsa:
Türkü yerine, “bikinili kedicikler” miyavlaycak anlaşılan…
Darbe olacak sanırım yine…
Kıçı açık darbe…
Uyanın çocuklar!..
Cem Akkılıç
2 Mart 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder