Ege denizi o gece daha önce hiç olmadığı kadar siyaha bürünmüştü… Gökyüzü yıldızları bile umursamadan deniz ve kara ile birleşmiş, zifiri karanlığa boyamıştı her tarafı…
Avrupa’dan kaçıp, Türkiye’ye iltica etmek için varını yoğunu ortaya koyan gariban mülteciler için talihsiz ve umutların neredeyse tükendiği bir geceydi…
O gece hiç kimsenin tahmin edemediği bir mucize gerçekleşti…
*
Hans karanlık ve ürkütücü denizde son mecaliyle kulaç atmaya çalışırken, eşi Helga‘nın sesi ile irkildi… Hemen sonra güçlü bir el onu ensesinden çekip, hayata geri döndürdü…
Türk Sahil Güvenlik botunun komutanı üstteğmen Yücel karargâhla iletişime geçip, iki Alman vatandaşını sudan çıkarttıklarını, ilticacı olduklarını bildirdi…
Alman karı koca ilk varyatayı atlatmıştı…
*
Hans Türkiye’ye iltica edebilmek için babasından kalan gecekonduyu ve külüstür Opel marka arabasını satmış, Yunanistan üzerinden Türkiye’ye insan kaçıran mafyaya vermişti bütün parasını… Tehlikeli bir yolculuktu…
*
Perişan vaziyette olan Helga Türk botunda kocası Hans'a kavuştuğu için mutluluktan ağlıyor, Hans ise hâlâ kurtulduklarına inanamıyordu… “Helga nerede, onu neden denizde bıraktınız?” diye çıldırmışçasına soruyordu Türk denizcilerine…
Ege’de kurtuluş mücadelesi veren yüz binlerce Avrupalı ilticacının başına gelenlerin bir benzeriydi bu trajedi…
*
Hans ve eşi Helga‘nın talihsiz yazgısı eskilere dayanıyordu… Küçük kızları Emma’yı hristiyan cemaatlerine ait bir Kız Yurduna vermişler sonra şüpheli bir yangında kızlarını kaybetmişlerdi… Bir kilometre uzakta bulunan itfaiye, bir türlü gelip yangına müdahale edememişti. Hans’ı asıl çıldırtan şey ise, Kız Yurdu’nda papazlar tarafından çocuklara tecavüz edilip kapıların üzerlerine kilitlenmiş olduğu iddiasıydı… Yavrum yangından kaçamamıştı diyordu acılı baba Hans!..
Almanya’da yaşadığımız fakirliği fukaralığı geçtim, oğlum Mathius Ensarweiser Vakfı’nda üç yıl boyunca papazlar tarafından tecavüze uğramış, bir arkadaşı ailesine anlatmasaydı durum ortaya çıkmayacaktı diyen Helga, kocasını bulduğuna sevinemeden teknenin güvertesinde bayıldı…
Sahil Güvenlik botunda Avrupalı mültecileri toplamaktan başka işleri olmayan Türk denizcileri, insan trajedilerine alışmışlardı ama kurtulduğuna inanamayan Helga‘nın sözleriyle “buz kestiler” âdeta…
*
Ege’nin karanlık girdabında yaşanan bu trajik olaydan bir kaç yıl sonra Hans ve eşi Helga Türk hükümetinin kendilerine verdikleri “oturum hakkından” yararlanıp özledikleri kaliteli yaşama kavuştular… Helga bir ara kansere yakalandı ama erken müdahale ile kanseri yendi… Tüm tedavisi ücretsiz olarak karşılandı… Şimdi turp gibi…
Karı koca Almanya‘da yaşamları boyunca geçirdikleri kâbus dolu yılları geride bıraktılar… Ege Denizi‘nde Türk Sahil Güvenlik botunun kendilerini kurtarıp hayata döndürdükleri bölgedeki bir kasabaya yerleştiler… Ensarweiser Vakfı‘nda cemaatlere kaptırdıkları oğulları Mathius ve Kız Yurdu yangınında kaybettikleri biricik kızları Emma için her yıl kilisede dua ediyorlar…
CEM AKKILIÇ
28 Kasım 2017
28 Kasım 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder