Heybeliada’daki evin penceresi İstanbul’un en büyük ikinci Türk bayrağının dalgalandığı tepeyi görürdü…
Eğer hava
fırtınalı ise, bayrak coşar, trampeti andıran sesler çıkartırdı…
Akşamüstleri
pencerenin kenarına oturur, rüzgârdan dolayı pata pata sesler çıkartıp dalgalanan dev
bayrağı izler, çoğunlukla ulusal marşlar eşliğinde izlemeye doyamazdım…
Bir
sevdalının, aşkına şarkı söylemesi gibiydi bayrağın sesi…
Yaşlı Niça teyze sokaktan geçerken beni pencerede görürse, mutlaka önce dev bayrağa bakar,
Rum şivesiyle ne güzel dalgalanıyor deyip merhabasını eksik etmezdi…
heyecandan kalp krizi geçiren yaşlı bir adamın öldüğünü duymuştuk…
*
Bayrak
kısa sürede yırtılır, kimselerin umurunda olmazdı…
Hemen
telefona sarılıp, adadaki Deniz Lisesi’nin Nöbetçi Amirliği’ni arar,
karşıma çıkan santral er'ine bayrağın değiştirilmesi gerektiği söylerdim…
*
*
Aslında
belediyenin işiydi bu…
Ama
kim bilir kaç defa aramıştım…
Karşımdaki
er daha telefonu kapatmadan yanında bulunan, muhtemelen rütbeli birisinin sesi
gelirdi:
‘’Deli yine arıyor, değiştirin bayrağı yenisiyle...’’
*
Sonra işi
gücü bırakır, bayrağı taşıyacak belediye kamyonunun sesini beklerdim…
Ve
bilirlerdi ki; bayrak kısa sürede değişmezse Nöbetçi Amirliği’ni sinirli
sinirli ziyaret ederdim…
*
Bazı
zamanlar sevdiğinden ayrı kalmış küskünler gibi bayraksız kalırdı koca direk…
*
Bu defa belediyeyi arardım:
‘’Bayrak
neden asılmadı?..’’
‘’Yenisi
gelecek…’’
‘’Ama
uzun süredir direkte bayrak yok?..’’
‘’Elimizde
yedeği kalmadı…’’
*
Telefonda görevliye ulaşamayınca bizzat ayaklarına giderdim…
‘’Kaç
gün oldu bayraksız direk, neyi bekliyorsunuz?..’’
‘’Lodosun
bitmesini bekliyoruz…’’
‘’Lodos
var diye bayrak asılmaz mı kardeşim?..’’
‘’………’’
*
Dünya bir
olmuş Türklerin üzerine bombalarla ateş olup yağarken, Kurtuluş Savaşı’nda bayrağını
indirmeyen Türkiye, hazindir; lodos karşısında bayraksız kalırdı…
*
Yaz mevsimi gelince; bayrağı asacak arkadaş bir türlü bulunamazdı…
‘’Yıllık
izine çıktı…’’
‘’Nasıl
yani, Türk bayrağını asacak bir Allah’ın kulu yok mu?..’’
‘’Yok maalesef…’’
‘’Nasıl
olur, itfaiyeyi mi arayalım bayrak astırmak için?..’’
*
Devlet
açıkçası Türk bayrağından bıkmıştı!..
*
Bayrak bir
milletin sembolüdür, namusudur, uğruna kanlar dökülür…
Türk
bayrağı nice şehitlerin, gazilerin kanıyla sulanmıştır…
*
Bayrak sevgisi kalmamışsa, zorlasan ne fayda!..
Direğini
izler, lanet okursun kendi kendine…
Cem
Akkılıç
30 Eylül 2014
6 yorum:
diğer büyük bayrak Haydarpasadaki birinci ordu karargagında yükselen bayrak.onun özelliği direğinin en uzun direk oluşudur.Teşekkürler yazı için.
Helal olsun ama kıymeti bilinmedi hic birseyin. bu salak millet cebine koyani degil cebinden çalana saygı duyuyo akıl alınmaz bir durum !
Yazık oldu bu millete. Milli benliğimizi unutarak, şehitlerimizin kanı ike sulanmış devletimizi, hain bir oyuna alet ediyoruz maalesef...
Şehirlere büyük bayrak asma geleneği akp ile ortaya çıktı ve gerçekten genellikle büyük bayraklar yırtık.acaba iktidar bunu bilerek yapıyor olabilirmi.Türklük ile problemi olan bir partinin Türklüğün sembolü olan Türk bayrağına hakareti bence.
Bu ne büyük aşktır böyle; tam da olması gerektiği gibi TEŞEKKÜRLER!yureginize , kaleminize sağlık. ...
Bu hainler milli duygularımızı sömürmek için bahane arıyor resmen
Yorum Gönder