Fethullah tarikatının önemli yayın organlarından Bugün gazetesi'nde gerici bir kalem, ''Leyla Gencer'in külleriyle boğazı kirlettiler. O modern Türkiye'nin bir ürünüydü. Ama asla bizim tercihimiz değildi'' diye yazdı.
Sanki her şey, hep bu yobaz din tacircilerinin tercihlerine uygun olması gerekirmiş gibi, bir de üstüne ahkam kesip; ''külünü İtalya'da bıraksaydı'' demiş.
Hala ortaçağ kafası taşıyanların, inanç özgürlüğüne olan saygısızlığı o gerici kalemin, şu iki kelimelik cümlesinde tamamen ortaya çıkmış oluyor aslında.
''Suyumuzu kirletmeyin''
20.yüzyılın en büyük iki soprano sanatçısından bir tanesi olan, “La Diva Turca”diye anılıp, dünyayı kendisine hayran bırakmış Gencer'in, doğarken sanki kendi seçme hakkı varmış gibi annesinin Polonyalı olmasına ve tercih ettiği kendi cenaze törenine bile çamur atıyorlar. Kaldı ki ben, sanatçının dindarlığına veya dinsizliğine bakılmaması gerektiğine inanırım.
Aklıma, bundan birkaç ay önce haklı düşüncelerini özgürce ifade edebildiği için, kara cüppeliler tarafından ölüm tehditleri alan, dünyanın tanıdığı birkaç Türk'ten biri olan piyanistimiz Fazıl Say geliyor.
Şimdi partileri kapatılmasın diye Avrupa birliğinin eteklerine sarılanları, aynı birliğin ısrarla; Krematoryumlar kurunuz talebi geldiğinde ne yazacaklarını düşünüyorum.
Smokin giymeyi gavurluk sayan zihniyetten başka bir şey beklememek gerekir zaten.
Promosyonlu namaz
Geçen hafta Kayseri'de bir firma, gazeteye ilan vererek sabah namazı kılanlara kahvaltı vereceğini duyurmuştu. Amaç, unutulduğunu iddia ettikleri sabah namazına cemaati toplamakmış.
Bu kadarını duymamıştım ama promosyonlu namazı da icat ettiler sonunda. İşin asıl güldüren tarafı ise, bu uygulamadan şikayet eden ve cemaati kaptırdığını düşünen etraftaki diğer camilerin imamları.
Şimdi insanlar namaz kılacak, peki ne için? İbadet için mi yoksa bir parça kuru börek için mi?
Diyelim unutulduğunu düşündükleri namaz vakti için insanlar camiyi doldurdu. Peki kahvaltı için eda edilecek namaz, İslam'ın istediği gibi şuurlu bir ibadet olacak mı?
Ya da bir başka zaman birileri çıkıp, biz öğlen vakti için hamburger, yanına da milk shake isteriz derse ne olacak?
''İşi büyütüyoruz''
Bir bakkal, inancı gereği ve camiye yakın olduğu gerekçesiyle alkollü içki satmıyordu. Bende canım içki çektiği zaman biraz daha uzakta bulunan markete gidip alış veriş yapıyordum. Geçen gün baktım inançlı bakkalın içinde hummalı bir inşaat çalışması var. Merak ettiğim için içeri girip sordum; hayrola yoksa taşınıyor musunuz dediğimde aldığım cevap beni hem dumura uğrattı, hem de daha uzak satıcıya gitme derdinden kurtaracağı için sevindirdi.
''Hayır abi işi büyütüyoruz. Raflara bira ve diğer tekel ürünleri koyup satacağız.''
Cümlemize hayırlı olsun dedim ve evin yolunu tuttum.
Cem Akkılıç