Palavratör kelimesini güzel Türkçemize ben kazandırdım... Keşke Türkiye'nin siyasî atmosferi rezil rüsva olmasaydı ve yalanlar ile yürütülen çakma ve defolu göstermelik muhalefet yapan kuklalar yerine, somut işler ortaya koyan siyasetçiler çıkartabilseydi bu toplum...
Toplumun geleceğini, şimdiki zamanını, hatta geçmişini çok yakından ilgilendiren hayatî konularda seri şekilde, parlatılmış yaldızlı yalanları sıralayana Palavratör diyorum...
Kişiler özel hayatlarında dürüst, yardımsever olabilirler... İş politikaya evrildiğinde, çeyrek asırdır Türk halkını perişan etmiş bir diktatörlüğe karşı muhalefet yapıyormuş gibi görünmek düpedüz Palavratörlüktür.
*
Günlük yaşantısında yalan söylemeyen birisi, milyonların kaderini ilgilendiren bir alanda düpedüz yalanlar sıralıyorsa, bu onu dürüst yapmaz, Palavratör yapar...
*
Palavratör'ün en tehlikeli yanı sizdenmiş gibi görünmesi...
En azından düşman düşmanlığını alenen belli ederken, Palavratör sinsice aynı mahalledeniz numarasını çeker...
Rakibin zaferi, Palavratör'ün palavra performansına bağlıdır...
Rakip sahadan çekilmiş, silinmiş olduğunda onu tekrar ringe çıkartır; bile bile, göstere göstere dayak yemek için...
Rakibe karşı on üç defa kaybedene kadar, yer o dayağı...
Aslında dayağı yiyen o değildir, olup biten tiyatroyu izleyen seyirciler yemiştir o sonu gelmeyen dayakları...
*
Özgür Özel mesela...
Asgarî Ücret'in 30.000 TL. olmaması durumunda Diktatör'e ülkeyi "dar" edeceğini haykırmıştı...
*
Sonuçta maç bitti, Palavratör bir kez daha yenilmiş gibi görünürken aslında kazandı...
Kaybedenler mi?!..
Palavratör'e inanmaya devam edip, olup biteni "izlemekle yetinen" bizler tabii ki...
CEM AKKILIÇ
27 Aralık 2024
Öldüğü gün, millet kırk gün kırk gece bayram edecek... başlıklı yazımı buradan okuyabilirsiniz.
Cem Akkılıç |
Ne güzel dünya...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder