Bence yerli ve millî tatlımız baklavanın fiyatını "euro bazında" yazmak gerek...
Çünkü...
Ben ekonomistim diyerek; verin bu
kardeşinize yetkiyi düşüreyim dolar'ı, euro'yu diyen şahış sayesinde dolar-euro uçuşa geçip paramız tuvalet kağıdı olurken, millet sürüm sürüm sürünmeye başladı...Japonya'da Japon ürünleri sudan ucuzdur...
Almanya'da Alman ürünleri sudan ucuzdur...
Hatta...
Ekonomik anlamda dünyanın en sikindirik ülkelerinden biri olan Arjantin'de kırmızı et, sudan ucuzdur...
Halk kendi ülkesinde üretilen; gıda, giyim, teknoloji ürünlerine o kadar rahat ulaşır ki, bolluktan beleşe mi veriliyor zannedebilirsiniz...
*
Millet verdi buna yetkiyi...
Gördü ebesinin örekesini!..
*
Bence baklavanın kilosunu euro bazında yazmak gerek derken, şunu kastettim...
Diyelim ki, baklava çekti canınız...
Evden çıktınız, tatlıcıya gidene kadar fiyatı artıyor, cebinizdeki para ile beş dilim baklava yerine dört dilim satın alabiliyorsunuz "yetkili ekonomist" sayesinde... Aradan bir kaç hafta geçiyor, bir kilo baklava fiyatına ancak şerbetini satın alabilecek hâle geliyorsunuz!..
*
Hemen demogoji başlıyor, palavralar döşeniyor, dinî argümanlar itekleniyor...
Şükredin...
Avrupa'da raflar boş...
Kriz var!..
Baklava fiyatını, iklim krizine bağlayan AKP'li dümbük bile gördüm ben...
Yetkiyi verdiği kişiyi savunmak için, kuzey yarım küredeki buzların erimesine bağladı mevzuyu dangalak...
*
Kısacası...
Verdiler yetkiyi, gördüler boş tepsiyi...
CEM AKKILIÇ
17 Mart 2024
Şarlatan tarikatçının başına neler geldi...
Merak edenler buradan öğrenebilir.
Cem Akkılıç |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder