Cem Akkılıç

Biz cumhuriyeti sokakta bulmadık ki; "buyurun gelin yıkın diyelim!.. " Cem Akkılıç Ne mutlu Türk'üm diyene!

Elveda...

12 yıldır blog yazıyorum... Daha önce 3 kitap yazdım ama bir "veda yazısını" ilk defa kaleme alıyorum...

Sevgili dostlar 9 Şubat 2014 günü memleketten temelli ayrılmıştım... O gün  Mine Kırıkkanat ülkede dönen hukuksuzlukları, kumpasları ve iftiraları kaleme aldığım mektubumu Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlamıştı...

Karşı devrimci diktatör, pasaportuma el koyuncaya kadar "özgürce" yazılarımı yazdım, muhalefet yaptım... Ne yazdıysam hepsi, bütün yazılarım bu blog sitesinde duruyor... 

Türkiye'de 2007 yılında başlayan blog yazarlığım boyunca bir tek bile hakaret içermeyen yüzlerce yazım için 2013 yılına kadar seksene yakın "hakaret davası" açılmıştı... Neredeyse her ay evimiz polis tarafından basılır, hukuka tamamen aykırı olarak bilgisayar ve cep telefonlarıma el koyulurdu ve geri vermezlerdi... Böyle bir ortamda artık "mücadele" edilemeyeceği çok açıktı...

Kısacası "sus" ve "yazma" diyorlardı... 

Bir defasında evimi basmaya gelen polislerin başındaki amir, gemide olduğum için beni aramış, "kardeş yazma, girme şu şeytan icadı internete, biz bıktık senin evini basmaktan" demişti... 

Daha iyi bir yaşam, hür bir ülke ve özgürlük için verilen mücadelenin bedeli; sürekli haksızlığa uğramak, Yargı'nın göz göre kumpaslarına katlanmaktı... 

*

Kamboçya'da Ocak 2018 tarihinde pasaportuma el koyuldu... Yedi buçuk ay vizesiz, "kaçak yaşamak" zorunda kaldım... 7 Eylül günü Göçmenlik Hapishanesi'ne düştüm...

Dünya üzerinde en fazla kaçak Türk'ün yaşadığı ikinci ülke olan, kanun kaçakları için adeta bir cennet olan Kamboçya'da pasaportuna el koyulan tek Türk ben oldum... Tutukevi'nden hayatımda ilk defa cep telefonumdan canlı yayınlar yaparak, pasaporta el konulması sonucunda tutuklanan ilk Türk olduğumu gösterdim... Göçmenlik Tutukevi olduğundan ve Kamboçya sınırları içinde bir suç işlemediğim için cep telefonu kullanmama izin verdiler... Konsolosluk görevlisine, Kamboçya'daki Zaman Üniversitesi'nde yuvalanmış FETÖCÜ teröristlerin ve diğer kanun kaçaklarının pasaportlarına neden el koymuyorsunuz diye sorduğumda, alay eder gibi; "onları da alacağız onları da" demişti... 

Oysa "uyduruk darbe" geçeli iki buçuk yılı geçmişti... FETÖCÜ hainler ve diğer kaçaklar ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyorlar... 

Ülkemizin üzerine çöken emperyalizmin kolları ahtapottan farksız... Emperyalizmin soyguncuları takkeli... Alınları secdeye değiyor ve ellerinden Kuran düşmüyor...

Onlar için tek "suç" unsuru "eleştiri..."



Yarın, yani 13 Kasım günü beni esir edecekler ama asla yenilmeyeceğimi bir kez daha görecekler... 

Eninde sonunda tekrar görüşmek üzere tüm Atatürkçü dostlarıma "şimdilik" elveda... 


CEM AKKILIÇ
12 Kasım 2018








3 yorum:

Suat ATEŞ dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

nerdesiniz yaa

sikissokus dedi ki...

yasiyonmu knk

Top Ad unit 728 × 90

Mehmetcik Vakfı