Cem Akkılıç

Biz cumhuriyeti sokakta bulmadık ki; "buyurun gelin yıkın diyelim!.. " Cem Akkılıç Ne mutlu Türk'üm diyene!

Anne sözü...

Kamboçya'nın başkenti Phnom Penh'deki Türk Büyükelçiliği'ne gelen takım elbiseli iki esrarengiz adamı Khmerli polisler içeriye buyur ettiler...

Büyükelçi Ayda Ünlü ile önemli randevuları vardı...

Hoşgeldiniz faslından sonra büyükelçi "kusura bakmayın, pasaportlarınız zaten iptal edilmemişti, OHAL döneminde alınan bir tedbirdi, hak verirsiniz ki ben de emir kuluyum... Saray
onay verdi, pasaportlarınızı geri vermem için bir engel kalmadı... " dedi misafirlerine... 

*

Tedbirse neyin tedbiriydi?!.. Yoksa uyduruk darbe sonrası için tezgâhlanmış ikinci senaryo muydu!.. 

*

Esrarengiz adamlar neredeyse hiç konuşmadan Ayda'nın uzattığı bir torba dolusu Türk Pasaportu'yla, elçilik binasından ayrıldılar... 

Büyükelçi rahat bir nefes almıştı... 

Karşısındaki herifler FETÖ'nün teröristleri, Kamboçya'daki Zaman Üniversitesi'nin üst düzey yöneticileriydi... Diğer teröristlerin pasaportlarını da almışlar ve çaylarını bile içmeden çıkıp gitmişlerdi...

*

Dünyanın bir çok ülkesinde, Türk dış temsilciliklerinde benzer durumlar yaşanmış olmalıydı... 

*

Emperyalizm aptal değildi...

Kuklalarını asla satmazdı, cezalandırmazdı...

Her dönem başka teröristlere, ele geçirmek ya da elinde tuttuğu ülkeleri kaybetmemek için elleriyle yerleştirdiği diktatörlere, din adamlarına, savcı ve hâkimlere hatta muhalefet liderlerine ihtiyacı olacaktı!.. 

*

Çocukluğumda annemin söylediği bir söz vardı... 

"Türkiye'de her on yılda bir; darbe olur!.."

Bir sözünü de büyüdüğümde sürekli duydum...

"Oğlum uğraşma bunlarla..."

*

İlk sözünde neredeyse hiç yanılmadı... 

*

İkinci sözünü ise hiç dinlemedim...



Diktatör tarafından pasaportuma el koyulduğu için; bu yazıyı, kırk yedi gündür tutuklu bulunduğum Kamboçya Göçmenlik Hapishanesi'nde yazdım...

Annem ne söylediyse, haklı çıktı...

Cem Akkılıç
23 Ekim 2018

















Hiç yorum yok:

Top Ad unit 728 × 90

Mehmetcik Vakfı