Kızılay’dan otobüse bindi…
İçerisi malum, ahır gibiydi…
Yolculardan biri inince şans eseri boşalan koltuğa oturdu…
Cep telefonunu çıkarttı… Sosyal Medya hesabını açıp, beğendiği bir köşe yazısını paylaştı… Paylaşımda asrın Tayyip’i eleştiriliyordu!..
Hiç farkında değildi, o esnada tepesinde dikilen yolculardan biri olan biteni dikizliyordu… Bir süre daha izlemeye devam etti… Tüm bilgileri aldıktan sonra cep telefonundan internete girip polis ihbar sitesine mesaj bıraktı… Otobüsün konumunu, şikâyet ettiği kadının eşkalini, isim ve soy ismini yazdı ahlaksız röntgenci…
*
Sonrası daha enteresan…
*
Polis adeta teyakkuza geçip, otobüsün güzergahında bulunan tüm duraklara konuşlandı…
Bir keskin nişancı getirmediler, bir de bomba uzmanı…
Bir keskin nişancı getirmediler, bir de bomba uzmanı…
Otobüs ineceği durağa geldiğinde, sıkış pıkış koridordan kapıya ulaşıp tam ayağını dışarıya atmıştı ki; aniden iki polis memuru kollarına yapıştı…
Şaşkınlık ve dehşet içinde “suçum ne?.. ” diyebildi sadece…
*
Tıktılar polis minibüsünün içine…
Bir kadın polis üzerini arayıp, telefonunu aldı…
Merkeze götürdüler… Sorgu odasına aldılar… Uzun süre beklettiler… Hâlâ olayın şaşkınlığını yaşıyordu…
Geriye dönük eski paylaşımlara bakıldı… Atatürk fotoğraflarıyla dolu profilde; bir tek küfür ya da hakaret yoktu…
Nihayet bir polis memuru durumu, yani “suçunu” anlattı…
*
Bir süre “nasihat” çektiler…
Yapılan hizmetleri, Türkiye’nin ekonomik şahlanışını hatta yolları, hastaneleri, yerli uçakları, yerli otomobilleri…
Şimdilik “işlem yapmıyoruz” dedikten sonra kadını serbest bıraktılar…
*
Şu tabloya bakınca; asrın Tayyip’ine “diktatör” yakıştırması yapanları, bahçe hortumuyla ıslata ıslata dövesi geliyor insanın…
Ne diktatörü, kuzu gibi adam…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder