Onuncu Yıl yazısı...

On yıl önce blog yazmaya karar verdiğimde, memleket bugün olduğu kadar iğfal edilmemişti... Temelleri ta 1950'li yıllara dayanır ama karşı devrimciler son on yılda, altmış yıl boyunca yaptıklarının bin mislini yaptılar...

Bu yazı Onuncu Yıl yazısı olduğuna göre; blog ile ilgili geçen on yıldan biraz söz edeyim...

Asla talimatla yazı yazmadım, kimselerin kalemi olmadım...


Sıkı takipçilerim ve okuyucu kitlem bilir... Yazdığım her yazı noktası virgülüne kadar blog arşivinde duruyor... Hiç bir yazımı silmedim, geri çekmedim... Yazılarımın hiç birinden asla pişmanlık duymadım...

O dönem günlük elli kişi bile ziyaret etmiyordu Cemology Onuncu köy'ü...

Bekir Coşkun'dan araklamışsın Onuncu köy'ü diyen oldu... Hayatım boyunca yerinde olmak istediğim tek kişidir Bekir Coşkun...

Siyaset blogu olduğu için hemen AKP hükümetini eleştirmeye başladım... Parti bayraktarlığı yapmadım. CHP'yi eleştiren yazılar da yazdım...

Korkar, yakında kapatır blogunu diyenlerden tutun...

Neden yazıyorsun, cumhuriyeti sen mi kurtaracaksın, başını derde sokma diyerek, şevkimi kırmaya çalışanlar oldu...

"Atatürk olmak..." başlıklı yazım Türkiye'nin en çok okunan blog yazısı ünvanını alırken, "Dinci şarlatan..." başlıklı yazım tüm dünyada Google blogları içinde Sosyal Medya'da en çok paylaşılan blog yazısı oldu!..

Ardından binlerce ölüm tehditi, sayısını unuttuğum kadar savcılık soruşturması, ev baskınları, otel odalarından sabahın körlerinde gözaltına alınmalar, duruşmalar, takipsizlik kararları ve bir asgari ücretlinin on yıl boyunca yemeden içmeden biriktirse ödeyemeyeceği ağır para cezaları...

Yatak odamda arama yapan başkomiserin; "cumhuriyeti savunmak sana mı düştü lan" diyerek üzerime yürümesinden, "kardeş girme şu şeytan icadı internete, biz bıktık senin evini basmaktan" diyerek samimice istekte bulunan komisere kadar çeşit çeşit polis tanıdım...

Milyonlarca düşman, milyonlarca dost...

Cemology Onuncu köy'ün On Yılı özetle böyle geçti...

Ne mutlu Atatürkçüyüm diyene...

Cem Akkılıç
21 Ocak 2017