Dört yıl kadar önceydi…
AKP’nin Atatürkçüleri susturmak için uyguladığı faşizan tedbirler
alabildiğince sertleşmişti…
Türk Ordusu, içindeki üniformalı
hainlerinde işbirlikçiliği ile Atatürk’ün ordusu olmaktan çıkarılmış, ABD
kıskacında ümmet ordusu olmuştu. Yıkılmaz dediğimiz KALE, kumdan yapılmış
kaleler gibi çökmüş, ulusalcı kahraman komutanlar bin bir türlü
sahtekârlıklarla esir edilmişti… AKP,
önündeki en büyük engeli kolaylıkla aşmıştı…
*
Bir sabah Antalya’daki evin kapı
zili uzun uzun çaldı…
Annem; ‘’misafirlerimiz var Cem’’
dediğinde polislerin geldiğini anlamıştım.
Yine ev araması yapılacak,
bilgisayara el koyulacaktı…
Bizim ev rutin baskınlardan
birisini daha yaşıyordu…
Uzun boylu komiser elinde sallaya
sallaya gösterdiği bir kâğıt ile karşımda belirmişti. Ve arkasında
sivil-üniformalı karışık, yaklaşık yirmi kadar polis eşliğinde terasımıza ve
salona dolduklarında muhtarı da çağırmayı ihmal etmemişlerdi.
‘’Başbakana hakaret etmişsin, işte
bu elimdeki belge her şeyi kanıtlıyor’’ diyen komisere, ‘’evet görünüşte kanıtlıyor ama sahte belge çetesi gene boş durmamış’’
demiştim…
Yapılacak bir şey yoktu…
Durum belliydi, onlarca davadan
beni beraat ettiren avukatım Orhan Özmen’i bile aramaya gerek duymamıştım…
Olağanüstü günlerden geçiyorduk ve
ben de Cemology Onuncu köy de yazdığım yazılardan dolayı cemaatin canını
sıkıyordum.
Büyük zorluklarla kurulan
laik-cumhuriyet rejimi yıkılıyor, yerine; ABD ve İsrail’in çıkarlarına çanak
tutacak dinci-gerici bir rejim getiriliyordu.
İki tarafta bu gerçeğin
farkındaydı…
Ergenekon ve Balyoz gibi yüz yılın
hukuk skandallarında sona yaklaşılırken, birden bire halk kitlesel direnişe
geçti ve Gezi Parkı olayları
patladı…
Korkanlar korkmaktan vazgeçip,
korkutanları korkutmaya başladılar…
*
3 Ağustos gecesi Slovenya açıklarında gemimde demirde beklerken, Kadıköy İşçi Partisi’nden telefonuma gelen mesajı okuduğumda, dört yıl önce yaşadığım baskınlar aklıma geldi…
3 Ağustos gecesi Slovenya açıklarında gemimde demirde beklerken, Kadıköy İşçi Partisi’nden telefonuma gelen mesajı okuduğumda, dört yıl önce yaşadığım baskınlar aklıma geldi…
Ergenekon’da kararların verilmesine
az bir süre kala baskınlar tekrar başlamış, TGB’li yöneticilerle İşçi
Partililerin evleri didik didik aranıyordu…
4 Ağustos 2013
Cesur komutan Amiral Türker Ertürk: ''Hepinizin kapısına dayanacaklar. Sadece sıranız gelmediği için gelmediler''
11 Haziran gününden beri Bulgaristan, Rusya, Mısır, İtalya, Slovenya, Hırvatistan dolaşıp duruyorum. Seyirdeyken internet yok, telefon yok... Denizde baz istasyonları yok çünkü. Bu yazıyı Koper şehrinde deniz kıyısında bir kafeden yayınlıyorum. Rotam Cezayir. Seferi yarıda keserek Cezayir'den uçağa atlayıp döneceğim.
6 yorum:
5 ağustos korkusu şimdiden sardı hükümeti ama Balyoz gibi Ergenekonda aynısı olacak çok çok önceden kesildi cezalar.Türkiye bir daha akpeye oy verirse o zaman işi bitti demektir.
Korku Yer Degistirdi,Halk Korkuyu Attı Dimdik Ayakta.
Silivride jandarma, elinde Türk bayrakları taşıyan vatanseverleri kovalıyor tarlalarda.Alın size Türkleri düşman gören Amerikan jandarması.
#direngezi #occupygezi
Ergenekon tamamen AKPnin sempati cekmek ve Turk silahli kuvvetlerini kucuk dusurmek icin kurdugu bir oyundur. Artik akli olan herkez bunu gorebiliyor.
Karısını AKP kömürü için zorla türbanlayan İslamcı kart papaz Murat Kemer yorum bırakmış buraya. Demiş ki; üsteki yazında haziran ayında sözde dünyayı dolaşıyordun…
Eyy aptal Murat Kemer, 1 haziran günü Bulgaristan’dan Türkiye’ye döndüm gemimle. Tekirdağ Limanı’nda demirledik. Oradan ayrılarak İstanbul’a geçtim otobüsle. İstanbul’da 2 gün kalıp Gezi Eylemlerine katıldım. Sonra İskenderun’a gittim. Orada TGB ile 2 gün 2 gece eylemlerde yürüş yaptık. İşçi Partisi Forumuna katıldım. Bunların videolarını ve fotoğraflarını yayınladım. Bu sitede var.
11 Haziran günü İskenderun'da tekrar gemime katılıp Mısır, Rusya, Bulgaristan, İtalya, Slovenya, Hırvatistan yaptım. Şeker Bayramının birinci günüde uçakla Hırvatistan Zagreb’den Türkiye’ye uçtum.
Bu aptal sanıyor ki bir denizci gemiyle gider gemiyle gelir.
Ben istediğim limanda ayrılıp uçakla istediğim yere gidiyorum.
Bunları neden yazdım; Murat Kemer isimli İslamcının ne kadar aptal olduğunu bir kez daha kanıtlamak için.
Yorum Gönder