Bulgaristan dönüşü Tekirdağ Limanı’nda
demirde beklerken içim içimi yiyordu…
Gezi Parkı eylemlerinin en sıcak anlarında
geminin köprüüstünde (geminin kumanda edildiği yer) elimde netbookum, bir çeken bir çekmeyen internetimle
ülkede olup bitenleri anlamaya çalışıyordum… Denizcilik hiçbir mesleğe
benzemiyor!..
Bundan bir önceki ‘’biz de atacak bir şey buluruz…’’ başlıklı yazımı o koşullarda
yazmıştım.
3 Haziran’da Tekirdağ’dan otobüs ile
İstanbul’a döndüğümde, birkaç gün önce
altından gemimle geçtiğim türbe yeşili ışıklarıyla ikinci Boğaz Köprüsü’nün bu defa üzerinden geçiyordum. Boğaz eşsiz manzarasıyla her zaman ki gibi büyüleyiciyken, memlekette muhteşem bir başkaldırı hareketi yaşanıyordu…
altından gemimle geçtiğim türbe yeşili ışıklarıyla ikinci Boğaz Köprüsü’nün bu defa üzerinden geçiyordum. Boğaz eşsiz manzarasıyla her zaman ki gibi büyüleyiciyken, memlekette muhteşem bir başkaldırı hareketi yaşanıyordu…
Sevgili Şafak Tomruk saat başı Ankara’dan
haberler ulaştırdı… Anlattıkları İkinci Dünya Savaşı’na nokta koyan Berlin
muharebesini andırıyordu… Sokak savaşlarını…
Aynı akşam otelime kapağı atıp,
geçen günlerin verdiği yorgunlukla uyumuşum. Ertesi akşam Gezi Parkı’nın çapulcu ayyaşlarının
düzenlediği kortejle Kadıköy’den Acıbadem’e yürüyüş düzenlendi… İlk gençlik
çağımın geçtiği Acıbadem caddesindeki eski evimizin önünden geçip, AKP diktatörlüğünü protesto edenlerin arasına girdim...
Sabah Antalya’dan arayan polisin
telefonu ile uyandım.
Savcılığa gitmem gerekiyordu ve hemen
hazırlanıp Anadolu Yakası Adliyesi’ne koşturdum…
Öğle arası boşluğunda Adliye kapısında Gezi
Parkı eylemi yapan avukatlarla, faşist AKP iktidarını protesto edenlerin arasına
karışıp, alkış okyanusuna daldım...
Sıra savcıya ifade vermeye gelmişti…
O koca koca Adliye’ler yapıp
övünenlerin, asansörle üçüncü kata
çıkmalarını tavsiye ederim. İlk kata ulaşınca yukarılara çıkmak için merdiven yapmamışlar... Asya’dan Avrupa’ya geçseydim daha kısa sürerdi…
Küçücük asansörün içinde balık istifi gibi uzun süren yolculuktan sonra
savcının karşısındaydım.
Nazikçe oturmamı istedi savcı.
Ve elindeki Twitter’dan alınmış
fotokopi mesajlarını gösterip, ‘’işte sen yazmışsın bak sen yazmışsın’’ diyerek
diretti. Ben de; ‘’ben yazmadım, hayır
ben yazmadım’’ diye üsteledim. Olay adres faslına geldiğinde; bu defa ev
adresim yok, tası tarağı sattım, artık sadece gemimde ve Türkiye’ye geldiğimde
de otellerde yaşadığımı söyledim. Çok kızdı. Nasıl evin yok, tutuklanırsın
dedi.
Sosyal devlete bakın; evi olmayan çapulcuya ev
vereceğine içeri atabiliyor…
Savcılık çıkışı rotam belli oldu.
İskenderun’a gidecektim.
Öğlene doğru İskenderun’da kaldığım
otelin odasından TGB’nin
haykırışlarını duyunca kendimi dışarı attım.
Vatansever dostlar; sevgili Güler
hanım, Mehtap hanım ile tanıştım…
Eylemciler…
Atatürkçüler…
Pırıl pırıl insanlar…
Yüzlerinde asalet…
Marşlarla, oyun havalarıyla, tencere
tavalarla Diktatörü protesto ettik…
Cem
Akkılıç
9 Haziran 2013
9 Haziran 2013
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı avukat Mehmet Cengiz, Prof. Ercan
Enç, Yeniçağ gazetesi yazarı Arslan Bulut ve Milli Mücadele kadınları ile İskenderun'da.
8 yorum:
hiçbir kuvvet halktan daha güçlü olamaz.tarihte örneği yok.insanlar artık akepeyi istemiyor.istedikleri kadar duymamazlıktan gelsinler.istenmiyorlar.
KILICDAROGLU VE BAHCELI NEDEN HALKIN HUKUMET ISTIFA ISTEGINE KULAK TIKIYORLAR ...?HALK DIŞINDA NEREDEYSE BÜTÜN ORGANLAR AKP NİN İKTİDARDA KALMASINI İSTİYORLAR SANKİ.TUHAFLIK VAR BU İŞTE.
Tayyip bay bay
Türkiyede artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.Gezi parkı taşları yerinden oynattı.Abdullah Gül mesajı aldık diyor ama bana inandırıcı gelmedi.Tüm yurda yayılan eylemleri Frenlemek istiyorlar çünkü.
Bu günler iktidarın daha iyi günleri.Türk halkı direnişe başladı.Tayyip yolcudur,bağlasan durmaz!!!!
Ya allah bismillah diye anıran eli satırlı yobazlar halka saldırıyor.masum kadınlara saldırıyor.İstedikleri oldu iç savaş çıktı türkiyede.istedikleri kadar gezi parkını yok saymaya çalışsınlar.korku dağları bürüdü iktidar için.
TAYYIB,SENIN KURNAZLIGIN SAYESINDE EVLATLARIMIZIN CESARETINI VE ZEKASININ FARKINA VARDIK.ONLAR SAYESINDE SENDEN KORKMAMANIN FARKINA VARDIK. TAYYIB ,SENIN BASKILARININ,POLISININ SAYESINDE KUVAI MILLIYE RUHUMUZA GERI DONDUK...
Diktatörden bunalan halk demokratik tepkisini koyacak, diktatör ise engel olmaya çalışacak.Bu her zaman böyle olmuştur.Ancak tarih diktatörlerin her sayfasında devrildiğini yazarken halk ayakta kalmıştır.Gezi Parkı eylemleri gösterdi ki artık hükümetten başındaki diktatörden kimse korkmuyor.
Yorum Gönder