Blog ödülleri

KAPİTALİZM BU DEFA İFLAS ETTİ
Yazmayı düşünmüyordum ama o kadar çok yorum yapıldı ki cevap hakkı doğdu. Önce Selçuk hoca.com beni istemezükçüler sınıfına soktu. Birisi çıktı, kindar olduğumu söyledi. Başkası reklam yaptığımı yazdı. Bunun yanında büyük çoğunluk destek verdi. 'Son zamanlarda duygularıma bu derece tercüman olan başka bir yazı daha okumadım.' diyerek, yazımı
sayfalarına taşıyanlar oldu.


Selçuk hoca.coma,'istemezükçü' olmadığımı göstermek için, yarışmada birinci olana, hiç değilse uyduruk bir dizüstü bilgisayar vermelerini teklif ettim. İlk taksitini ise kendim ödeyeceğimi söyledim.

Bir yarışma düşünün, ismi Blog ödülleri ama ortada ödül falan yok. Tamamen para kazanmaya yönelik bir girişim. Elbette para kazansınlar bir lafım yok ama yaptıkları işi doğru yapsınlar. Ödülü açıklamama nedenini ilk olmanın heyecanına bağlıyorlar. Bir kere yarışmacılığın ruhuna aykırıdır ödülsüzlük. Mahallede misket oynayan çocuklar bile ilk önce ödül koyarlar. Ben 5x5 jeep versinler demiyorum. Organizasyonu düzenleyenler olası bir tepetaklak olma durumunda zarar etmemek için ödülü baştan açıklamamışlar. Ne kadar tıklama gelirse o orantıda bir hediye veririz mantığına dayandırılmış herşey. Bütün bunların dışında Microsoft gibi ciddi bir firmanın ana sponsor olduğunu söylüyorlar. Koskoca firma sadece logosunu yapıştırmak için mi sponsor olmuş bunu anlamak imkansız. Ayrıca bir altı ay kuralı var ki mahalleye şenlik. 'Biz kuralları yayınlamıştık' diyorlar ve google önbelllek kayıtlarını gösteriyorlar. Halbuki reklamını yapıp, linkini verdikleri katılım formunda direkt olarak bu kuralın belirtilmesi gerekiyordu. En azından böyle olmalıydı. Piyasada aktif olan blogların yüzde doksanı zaten üç aylık bile değil. İnsanlar haliyle bu katılım formu önlerine gelince, nerede olduğu belli olmayan kuralları okumak için zaman ayırmıyorlar. Zaten kuralları okumak isteseniz bile arkeoloji uzmanı gibi arayıp, taramanız gerekiyor. Tv reklamlarında altta pire büyüklüğünde Japon treni gibi hızla akıp geçen kurallar zinciri bile yoktu bu katılım formunda.

Son günlerde bazı blog yazarları çıktı ortaya. Bunlar yarışmaya zaten katılmadık diyorlar ve yazılarım için kanıt göstermemi istiyorlar. Bu yazıları yazanları tahmin etmek hiç zor değil, çünkü insanlar istedikleri alan adıyla sayısız blog kurabiliyorlar. Arkadaşlar; bazı şeyler kanıt istemez ama mutlaka görmek istiyorsanız gidin Microsoftun sitesine bakın, sponsorluk ile ilgili hiç duyuru yok.


EK: İLGİNÇ BİR GELİŞMEDün itibariyle sponsorları, 'Destekleyenler' başlığı altında ilan ettikleri pencereden Microsoft'un logosunu kaldırdılar. Israrla kanıt gösteriniz demiştim ve gösterememişlerdi. Zaten resmi sitede Blog ödülleri 2008 başlığını arattığınızda karşınıza ''böyle bir şey bulunamadı'' yazısı çıkıyor. Akşam gazetesinin de araştırma yapmadan reklam yazısı yazması ve Microsoftun anasponsor olduğunu belirtmesi oldukça düşündürücü.

İşte bazı yorumlar.
* * *HALKINI DÜŞÜNEN PADİŞAH
Osmanlının son padişahlarından Abdulhamid ekmeğe zam yapan fırıncıları bir araya toplayıp' Siz ekmeği 30 paradan satmaya devam edin. Sattığınız her ekmek için fazladan 10 parayı ben vereceğim. Çünkü bir memlekette ekmek fiyatına zam yapılırsa, bunu bütün gerekli ihtiyaçların pahalılaşması gibi bir hareket kovalar ki, halkımız bundan büyük ıstırap çeker' diyor ve zamları halka yansıtmıyor.

Yüz yirmi yıl kadar önce yaşanan bir ekmek zammının perde arkası işte böyle gerçekleşmiş ve halka yansıtılmamış. Şimdi mal varlıklarının derecesi dahi bilinmeyen politikacılara bakıyorum da Osmanlının çöküş zamanındaki Sultan kadar olamıyorlar. Her anlamda geriye gidiyoruz. Gerinin de gerisine. Ben Abdulhamid'in bu davranışından çıkartılacak çok büyük dersler olduğuna inanıyorum. Buğday ülkesi diye bilinen Türkiye'de, ekmek zamlarının her dönem tartışma konusu olduğu gerçeği ise ayrıca ironik bir durum aslında.
* * *
REKLAMLARI İZLEMEK
Televizyon reklamları ile ilgili yazımdan sonra, reklamları izlememek gerektiğini söyleyen birkaç benzer mail geldi. Birincisi; o reklamlar halk için yapılıyor, uzaylılar için değil. İkincisi; zaten dayatılıyor. Üçüncüsü, ben bilinçli tüketici olmanın gereklerinden ilkinin reklamları izlemek olduğunu düşünüyorum.

Cem Akkılıç
27 Nisan 2008
* * * *


EK;
(Buradaki not başlığında ki yazım muhatap kişi tarafından okunduğu için burada olması artık gerekmiyordu. Bu yüzden bugün, 28 Nisan tarihi itibarıyla silmiş bulunuyorum.)
Yazılı basının farkını ortaya çıkarttığı için o kişiye ayrıca teşekkür ediyorum.


Hiç yorum yok: