Bakırköy Adliyesi'nin bodrum katı ikinci bir cezaevi gibidir…
Düzinelerce nezarethanede, binlerce mahkûm...
Kalorifer petekleri yoktur, insan tir tir titrer…
Sırası geleni, kelepçe takarak hâkim-savcı karşısına çıkartırlar…
*
Aylarca haftada en az iki defa “Tabut”
İçinde olunca insanın hapishaneyi özlediği Tabut, Adliye'nin arka tarafından dolaşıp, mahkûmların içeri alındığı dar geçite girerek durdu… Teker teker indik… Çoğunluğu uyuşturucu satıcısı olan, arada tektük katil ve hırsızın da bulunduğu nezarethaneye alındım… Gün boyunca Tabutlar mahkûmları taşımış, nezarethaneler hınca hınç dolmuştu…
*
“Şu memleketin haline bak, herkes torbacı olmuş sanki..."
*
Bir genç, “Dayı, üşüyorsun, al şunu giy…” diyerek montunu uzattı…
Cezaevine girmek, neredeyse her gün Tabut ile iki yüz kilometre yolu tepmek “koymadı” uzatılan bu mont kadar bana…
Öznur yengemin Sabiha Gökçen Havalimanı’nda verdiği valizlerin içinden
hep laciverte yakın renklerde kışlıklar çıktığı için kıyafetlerim bana
verilmemişti… Lacivert yasaktı çünkü Silivri’de…
*
“Suçun ne dayı?..” diye sordu birisi…
Öbürü sigara uzatıp, “Az önce on iki buçuk yılı kilitlediler bana…” dedi sırıtarak…
“Memleket ayvayı yemiş…” dedim içimden, sigaramdan derin bir nefes çekip…
*
“Kaç kilo eşya yakalattın?”
“Ne eşyası ya, o nedir?!..”
Eşya'nın uyuşturucu olduğunu öğrendim o gün…
*
Tıknaz, patlak gözlü olan, iddianameyi merak etti…
“Yav sen ne yapmışsın be dayı…”
“Hoşuna gitti sanırım…”
*
Hepsi toplandı başıma… Sokakta, ne alırsan bir lira diye bağıran, etrafı kalabalık satıcılar gibi hissettim kendimi…
“Mağdur…” yazıyor dedi içlerinden en genç olanı…
“Bakın, bakın…”, “Mağdur Recep Tayyip Erdoğan yazıyor dayının iddianamesinde…”
Kıkır kıkır gülmeye başladılar hepsi birden…
“Ah be abim, sen mağduru mağdur etmişsin…”
Hepsi nefret ediyordu mağdur'dan…
*
Sıramı savdım…
Bağımsız Yargı’mıza bir kez daha hesap verdim!...
Kelepçeli olarak tekrar nezarethaneye attılar…
Hâlâ gülüşüyordu ahali…
“Mağdur, mağdur…” diye diye…
Bindirildik Tabut’a…
Yolda radyoyu açtı şoför!...
Mağdur bin odalı Saray'ından konuşma yapıyordu avaz avaz...
Dinleye dinleye, Silivri’ye döndük…
CEM AKKILIÇ
18 Eylül 2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hangi görüşten olursanız olun, buraya küfür ya da tehdit yorumları bırakmayın. Aksi durumda hakkınızda avukatım aracılığı ile savcılığa suç duyurusunda bulunabiliriz.
Yorumunuzun iletildiğinden emin olun. Yorum yazdığınız POP-UP penceresinin en üstünde şu ibareyi görün;
Yorumunuz kaydedildi, blog sahibinin onayından sonra gösterilecek.
Aksi durumda yorumunuzun ulaşması için kelime doğrulama işlemini tekrar yapın.
Ayrıca imla kurallarına göstereceğiniz hassasiyet, yorumunuzun onaylanmasında önemli bir etken teşkil edecektir.
Cem Akkılıç