Hırsızlık...

Son yirmi yılda memleketimizde herşeyin değiştiği gibi hırsızlığın da metodları ve tarifi değişti, genişledi...

Hırsızlık illa sokakta birinin cebine el atıp, parasını aşırmak ya da evlere girip lap top, cep telefonu falan filan çalmakla sınırlı değil arkadaş...

Keşke öyle kalsaydı...

*

Hırsızlık...

Daha doğmamış çocukların bile geleceğini çalmaktır...

Hırsızlık...

Çocuğuna bir tas çorba içiremediği için gizli gizli ağlayan annelerin, gülüşüne mâni olmaktır...

Hırsızlık...

İşsiz bırakılan babaların, gençlerin intihara sürüklenmelerine sebebiyet vermektir...

Hırsızlık...

Verimli topraklara rağmen, o toprakların verimini halka değil, emperyalizme dağıtmaktır...

Hırsızlık...

Emek sömürmektir, emek sömürenlere çanak tutmaktır...

Hırsızlık...

Sırf muhalif olduğu için, yargısal kumpaslar kurdurup, insanların hayatlarını mahvetmektir...

Hırsızlık...

Göz göre, utanıp sıkılmadan sıra sıra yalanlar savurmaktır...

Hırsızlık...

Eşe dosta yandaşa torpil yapıp, liyakâtli insanları diskalifiye etmektir...

Hırsızlık...

Liyakâti elinin tersiyle itip, dangalakları iş başına getirerek, herşeyi çalışmaz hâle getirmektir...

Hırsızlık...

Masum olduğu mahkemece kesinleşmiş olduğu hâlde, terörist muamelesi yapılanların yaşam hakkını engellemektir...

Hırsızlık...

Gençleri çağdaş eğitimden uzaklaştırıp, ortaçağ çamuruna savurmaktır...

Hırsızlık...

Hiç onaylamadığı hâlde, bir toplumun en az yarısının hayat tarzına burnunu sokup, karışmaktır... 

Hırsızlık...

On liralık işi bin lira'ya yapıp, bir de bu iş için böbürlenmek, hava atıp, caka satmaktır...

*

Ve emin olun...

Hırsızlık sadece üç beş kuruş tokatlamak ve "evlere girmek" ile sınırlı kalsaydı, bu toplum sıraya girer, seve seve verirdi o laptoplarını...

Göndermeye karar vermeleri bu yüzden...

CEM AKKILIÇ 

8 Nisan 2024

Bekleyin, uçacak... başlıklı yazımı buradan okuyabilirsiniz.

Cem Akkılıç 

 

Cemology Onuncu Köy