Babası sıkı bir İsmet İnönü hayranı olduğu için İsmet paşanın kızının ismi Özden'i vermişti oğluna... Annesi on çocuğum olsa, asker yapmam demişti ama babası aynı fikirde değildi... Küçük Özden Heybeliada Deniz Lisesi'ne gönderildi... Yirmi üç yaşına geldiğinde Amerika'ya yüksek lisans için yollanan ilk Türk subayı olmuştu... Birincilikle döndüğünde, Vehbi Koç
"ayrıl Deniz Kuvvetleri'nden, benimle çalış" teklifinde bulunarak "açık çek" koydu önüne... Elinin tersiyle itti ayağına gelen serveti...
Deniz Kuvvetleri'nde oramiral olup başa geçince; GENESİS ve "Uzun ufuk" milli sistemlerini tüm engellemelere rağmen hayata geçirdiği yetmezmiş gibi üstüne bir de MİLGEM projesini eklemişti... Türkiye kendi savaş gemilerini inşa edecek, silah baronlarından kurtulmuş olacaktı... Hayata geçirdiği projeler, milyarlarca doların ülkemizde kalması demekti...
Deniz Kuvvetleri onun döneminde "altın çağını" yaşıyordu...
*
E bu kadar başarı, haliyle çok fazlaydı!..
Kendisinden sonra gelenler Özden Örnek imajını "örnek" alırlar korkusuyla cezalandırdılar O'nu... Uyduruk olduğu sonradan mahkeme kararıyla onaylanan "darbe günlükleri" bahnesiyle altmış beş yaşında attılar zindana...
Diğer kuvvetlerde bulunan Özden Örnek paşa gibi kahramanlar da, benzer başarılardan dolayı "cezalandırılmayı hak etmişlerdi..."
Üç buçuk yıl zindan hayatından sonra "Biz, askerler olarak kumpasların bir kısmını yaşadık bunun değişik durumlarını yaşayan, canı yanan birçok sivil insanımız var... Herkes bunun hesabını soracak..." diyordu Özden Örnek paşa...
Hayatında ilk defa yanılmıştı...
*
Sonuç itibariyle; kumpasçılar amaçlarına ulaşmış, Türk Ordusu'nun genetiğini bozup, orta doğunun bedevi ordularına benzetmişlerdi...
*
Herkes şimdi soruyor...
Bu teknolojik çağda, ekim ayı gibi ılıman bir dönemde nasıl oluyor da Tunceli'de iki askerimiz donarak ölüyor?!..
Ergenekon, Balyoz kumpaslarına bakın, sorunun cevabı oradadır...
Cem Akkılıç
27 Ekim 2018
"ayrıl Deniz Kuvvetleri'nden, benimle çalış" teklifinde bulunarak "açık çek" koydu önüne... Elinin tersiyle itti ayağına gelen serveti...
Deniz Kuvvetleri'nde oramiral olup başa geçince; GENESİS ve "Uzun ufuk" milli sistemlerini tüm engellemelere rağmen hayata geçirdiği yetmezmiş gibi üstüne bir de MİLGEM projesini eklemişti... Türkiye kendi savaş gemilerini inşa edecek, silah baronlarından kurtulmuş olacaktı... Hayata geçirdiği projeler, milyarlarca doların ülkemizde kalması demekti...
Deniz Kuvvetleri onun döneminde "altın çağını" yaşıyordu...
*
E bu kadar başarı, haliyle çok fazlaydı!..
Kendisinden sonra gelenler Özden Örnek imajını "örnek" alırlar korkusuyla cezalandırdılar O'nu... Uyduruk olduğu sonradan mahkeme kararıyla onaylanan "darbe günlükleri" bahnesiyle altmış beş yaşında attılar zindana...
Diğer kuvvetlerde bulunan Özden Örnek paşa gibi kahramanlar da, benzer başarılardan dolayı "cezalandırılmayı hak etmişlerdi..."
Üç buçuk yıl zindan hayatından sonra "Biz, askerler olarak kumpasların bir kısmını yaşadık bunun değişik durumlarını yaşayan, canı yanan birçok sivil insanımız var... Herkes bunun hesabını soracak..." diyordu Özden Örnek paşa...
Hayatında ilk defa yanılmıştı...
*
Sonuç itibariyle; kumpasçılar amaçlarına ulaşmış, Türk Ordusu'nun genetiğini bozup, orta doğunun bedevi ordularına benzetmişlerdi...
*
Herkes şimdi soruyor...
Bu teknolojik çağda, ekim ayı gibi ılıman bir dönemde nasıl oluyor da Tunceli'de iki askerimiz donarak ölüyor?!..
Ergenekon, Balyoz kumpaslarına bakın, sorunun cevabı oradadır...
Cem Akkılıç
27 Ekim 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hangi görüşten olursanız olun, buraya küfür ya da tehdit yorumları bırakmayın. Aksi durumda hakkınızda avukatım aracılığı ile savcılığa suç duyurusunda bulunabiliriz.
Yorumunuzun iletildiğinden emin olun. Yorum yazdığınız POP-UP penceresinin en üstünde şu ibareyi görün;
Yorumunuz kaydedildi, blog sahibinin onayından sonra gösterilecek.
Aksi durumda yorumunuzun ulaşması için kelime doğrulama işlemini tekrar yapın.
Ayrıca imla kurallarına göstereceğiniz hassasiyet, yorumunuzun onaylanmasında önemli bir etken teşkil edecektir.
Cem Akkılıç