Sorarım…



Böyle karmaşık günlerde doğrusunu isterseniz kafam çok karışır.

Bu zamanlarda sorarım; Atatürk’ü anmakla anlamak arasındaki derin farkı…
Atatürkçülüğü poster yayınlamaktan ibaret sanan bazı aklıselim arkadaşlar kalemlerini bana karşı kırdığında…

Sorarım; neden bittiğini bu Türkiye’nin.

*

Ne tarafa baksam, kafamı hangi yöne çevirsem, uzağımda yakınımda O’nu, yani susmayı tercih eden sessiz çoğunluğu görürüm.

O, avantasının-cukkasının peşinde koşturup, kafasını kuma gömdüğü gün bitmiştir aslında Türkiye. Ufacık çıkarları için Türkiye’nin ortaçağ karanlığına batmasına sessiz kalması bu yüzdendir.

Türkiye, sinsice santim santim çağdaşlıktan uzaklaştırılıp, ılımlı İslam masalıyla afyonlanırken; O, istikbalinin bir avuç yabancı patrona satıldığını kavrayacak kadar çalıştıramamıştır kafasını.

Susmayı tercih etmesi bu nedenledir.

Ben buna günü kurtarmak derim buradan…

*

O, ‘’din asla eleştirilemez’’ diyerek, kafeterya köşelerinde, bankamatik kuyruklarında, eş dost toplantılarında ve internet sitelerinde ’’ne olacak bu memleketin hali’’diye hayıflanır ama bir tanecik oyunu, yine gidip kendisini kandıranlara kaptırır. Bir defa olsun ‘’biz neden yoksullaşıyoruz’’ diye sormak aklının ucundan bile geçmez.

Bütün bu olup biten haksızlıklar, linç kampanyaları, asılsız iddialar, dümenin başındakilere hesap soramayışındandır aslında.

*

Hukuk tanımayan kılık değiştirmiş istilacılar telefonlarımıza kadar girip, her türlü mahremiyetimize tecavüz ettiklerinde; siz, O’nu doğum evlerinin kapılarında üçüncü çocuğunu kucağına almışken görürsünüz.

Ya da, kadını bir çırpıda toplumdan çekerek ilkelliği dayatanların oyununa gelip, üniversite koridorlarında türbanı-tesettürü namustur diye bayrak yaparak, ‘’özgürlük istiyorum’’diye sallayanların yanında omuz omuza bulursunuz.

Siyasal iktidarın dincilerin eline geçmesi ve takunyalıların Çankaya köşküne kurulmasında ilk önce O’nun parmağı vardır.

Düzülene göre adapte edilen mantıksız, çarpık düzenin eseridir O…

Siz bıkmadan anlatarak çırpınsanız dahi, asla bunları anlayamaz, yadırgayamaz olup biten rezaletleri…

Türkiye’nin yönünü değiştiren, hesap sormayan suskun çoğunluğun ta kendisidir çünkü…

Ve O;

Türkiye sistemli bir parçalanma eşiğine girip; vatanseverim diye geçinenler gericilere hoşgörü gösterdiğinde ve tek tesellimiz olan Ordusu karalanmaya çalışılıp, Laik Cumhuriyetin değerleri yerle bir edildiğinde…

Sessizce köşesinde oturmaktan başka ne yapar?

Sorarım…

Cem Akkılıç
9 Aralık 2009